28 Aralık 2018 Cuma

“DEPRESYONDAYIM” ŞARKISINA TAZE BİR YORUM…




Funda Arar, Tuğba Yurt, Aylin Coşkun gibi ünlü isimlere verdiği bestelerle tanınan Duygu Eyüpoğlu, sürpriz bir projeyle müzikseverlerin karşısında. Eyüpoğlu, başarılı DJ Mert Aydın’la el ele verdi, Göksel’in bir döneme damga vuran “Depresyondayım” şarkısına yepyeni bir yorum getirdi.



Göksel’in 2000’li yılların başında seslendirdiği “Depresyondayım” o döneme damgasını vurmuş, şarkı Türk popunun unutulmaz eserleri arasına girmeyi başarmıştı. Duygu Eyüpoğlu ve DJ Mert Aydın, özellikle nakarat kısmıyla hafızalara kazınan “Depresyondayım”ı 18 yıl sonra yeni versiyonuyla müzikseverlerle buluşturuyor. Şarkı, 25 Aralık’ta DMC etiketiyle dijital platformlarda beğeniye çıktı.

DUYGU’NUN BESTELERİ ÜNLÜ SANATÇILARIN ALBÜMÜNDE

Duygu Eyüpoğlu, müzik dünyasında besteci kimliğiyle tanınan bir isim. Bugüne dek çok sayıda sanatçıya beste veren Eyüpoğlu, Funda Arar’ın “Üstat”, Tuğba Yurt’un “İnceden İnceden” ve Aylin Coşkun’un “Diğer Yarım” şarkılarının da yaratıcısı. 1989 doğumlu genç yeteneğin müzik aşkı, henüz küçük bir çocukken başlamış: “Müziğe 10 yaşındayken gitar çalarak başladım. Sonrasında keman, piyano ve çello eğitimi aldım. 2010 yılında Haliç Üniversitesi Türk Müziği Konservatuvarı’na girdim ve 4 yıl şan bölümünde okudum. Mezun olduktan sonra bir süre müzik öğretmeni olarak çalıştım ve aynı zamanda bazı sanatçılara vokalistlik yaptım. Sonrasında söz ve müziği bana ait olan şarkıları sanatçılara sundum, albümlerinde şarkılarıma yer verdiler.”

YENİ VERSİYONU HERKES BEĞENECEK

“Depresyondayım” şarkısıyla kariyerinde yeni bir döneme giren Duygu Eyüpoğlu, bu projeyle çok iddialı: “Aslında biz Mert Aydın’la birlikte başka bir şarkı yapacaktık. Ama o kendi projesi ‘Depresyondayım’ı bana dinletince bu şarkıda karar kıldık ve üzerinde yoğunlaştık. Mert’in yönlendirmeleriyle şarkının son hali ortaya çıktı. Günümüz sound’una uygun bi proje oldu. Çok içime sindi. ‘Depresyondayım’ zamanının hit şarkılarından biriydi, bu versiyonunun da çok beğenileceğine inanıyorum.”

“KLİP DE ÇOK EĞLENCELİ”

Ajda Pekkan, Linet, Burcu Güneş, Ayşe Hatun Önal ve Doğuş gibi çok sayıda ünlü isme sahnede eşlik eden, aynı zamanda albümleri için aranjeler yapan DJ Mert Aydın da “Depresyondayım” şarkısının listelerde yeniden zirveye yerleşeceğini söylüyor: “Herkes depresyonda, bizim amacımız bu şarkıyla insanları depresyondan çıkarmak. Klibimiz de eğlenceli oldu. Elif Demiralp’in yönettiği klipte DJ Burak Yeter ve sosyal medya fenomeni Orkun Işıtmak da rol aldı. Eminim şarkı da klip de çok sevilecek. ‘Depresyondayım’ yıllar sonra müzik listelerinde yeniden 1 numara olacak.”

KLİP LİNKİ " https://youtu.be/qN-yHtWiBTA " 

27 Aralık 2018 Perşembe

ÖZGE DOĞRU SERDAR ORTAÇ ŞARKILARI İLE GELİYOR…


Özge Doğru, yeni albümü “Cellat” ile müzik dünyasını hareketlendirmeye hazırlanıyor. Albüme adını da veren çıkış şarkısı “Cellat”, pop müziğin beste fabrikatörü Serdar Ortaç’ın imzasını taşıyor.



İlk single çalışması “Velhasıl” ile pop müziğine farklı bir soluk getiren, dört şarkılık EP’si “Mutlu Son” ile de büyük beğeni toplayan Özge Doğru şimdilerde yeni albümünün heyecanı yaşıyor. Başarılı sanatçının müzik dünyasının usta isimlerinden destek alarak hazırladığı “Cellat” adlı yeni albümü, 21 Aralık’ta DMC etiketiyle çıkacak.

Çıkış şarkısı serdar ortaç imzalı.

Albüme ismini de veren çıkış şarkısı “Cellat”ın söz ve müziği, Serdar Ortaç’a ait. Şarkının düzenlemesinde Tarık İster’in imzası var. “Cellat”a çekilen video klibin yönetmen koltuğundaki isimler ise İdil Dizdar ve Said Dağdeviren.

Birbirinden iddialı 4 şarkı.

Özge Doğru, yeni albüm projesinde “Cellat”ın yanı sıra “İntikam Sırası Bende”, “Sevecek Günler Var Daha” ve “Canım Senle Olmak İstiyor” şarkılarına da yer verdi. Doğru, sözlerini Hasan Karakuş’un yazdığı “İntikam Sırası Bende”nin müziğini kendisi besteledi. Eserin aranjesini ise Febyo Taşel’e emanet etti. Sözlerini Nehir Kıyıcı’nın yazdığı “Sevecek Günler Var Daha” şarkısının müziğine ve aranjesine Alper Atakan imza attı. Söz ve müziği usta sanatçı Özdemir Erdoğan’a ait “Canım Senle Olmak İstiyor”un aranjesini de Febyo Taşel yaptı.


19 Aralık 2018 Çarşamba

YUDUM’DAN DEV PROJE: “Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız”…



Halk müziği sanatçısı Yudum, çok özel bir projeye imza attı. Sanatçı, tarihimize damgasını vurmuş 10 kadının kahramanlık öykülerini türküler eşliğinde sahneye taşıdı. Yudum, “Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız” projesiyle Türkiye’yi dolaşmaya başladı.


Türk halk müziğinin özel seslerinden Yudum, 2 yıldır üzerinde çalıştığı “Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız” adlı konser projesinin tüm hazırlıklarını tamamlayıp konserlere başladı. Yudum, bu projeyle tarihimize damgasını vurmuş 10 kadının kahramanlık öykülerini sahneye taşıdı.

Türk töresinde kadının yeri çok önemlidir. Saygındır. Söz sahibidir. Karar vericidir. Tarihimizin her döneminde önemli hizmetler yapmış Türk kadınları olmuştur.
“Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız” adlı projede Halk Müziği’nin değerli isimi Yudum, tarihin seyrini değiştiren kahraman Türk kadınlarımızın yaşamlarını türküler eşliğinde izleyenle buluşturuyor.
“Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız” projesini birçok şehirde sergileyen Yudum’a Buhara Medya tarafından organize edilen Uluslar arası Buhara Medya Ödüllerinde yılın sanat projesi ödülü ve Motif Vakfı tarafından Halk Bilim Ödülü verildi.
SAZIMIZ SÖZÜMÜZ ANA OLACAK, KADIN OLACAK


Yudum, büyük ses getiren projesi hakkında şunları söylüyor: “Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız’da sazımız sözümüz ana olacak. Yüreğimiz, düşüncemiz, müziğimiz; ana olacak, kadın olacak. Kadınlarımızı anacağız. Bilmediklerimizi öğrenecek, unuttuklarımızı hatırlayacağız. Hem konuşacağız hem de söyleyip çalacağız.”

İŞTE O KADIN KAHRAMANLAR

“Malazgirt’ten Çanakkale’ye Kahraman Kadınlarımız” projesinde sahneye taşınacak 10 kadın kahramanın adları sırasıyla şöyle: Altuncan Hatun, Hayme Ana, Ayşe Hafsa Sultan, Hatice Turhan Sultan, Gördesli Makbule Hanım, Erzurumlu Kara Fatma, Halime Çavuş, Nene Hatun, Songül Yakut ve Demet Sezen.
Yudum’un sahnede seslendireceği türküler ise şunlar: “Kara Çadır İs mi Tutar”, “Bir Sandığım Vardır”, “Hastane Önünde İncir Ağacı”, “Çift Jandarma”, “Bitlis’te Beş Minare”, “Tuna Nehri Akmam Diyor”, “Gerizler Başı”, “Eledim Eledim”, “Çırpınırdı Karadeniz”, “Kırmızı Gül Demet Demet”, “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı”, “Ez Oğul” ve “Yemen Türküsü”.


18 Aralık 2018 Salı

İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİNDE “PLAZMA KİNETİK” YÖNTEMİ…


Çoğunlukla 50'li yaşlardan sonra belirti vermeye başlayan iyi huylu prostat büyümesi yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Pekiyi iyi huylu prostat büyümesinin tedavi planlaması nasıl yapılmalı? Konu ile ilgili Üroloji Uzmanı Op. Dr. Ahmet Abbas önemli bilgiler verdi.

İyi huylu prostat büyümesinin belirtilerine değine Abbas,”İyi huylu prostat büyümesi kural olmamakla birlikte çoğunlukla 50'li yaşlardan sonra belirti vermeye başlar. Temel bozukluk idrar kanalının daralmasıdır. Buna bağlı olarak sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, idrarın ince akması, idrar yaparken zorlanma gibi bulgular ortaya çıkar. Bu durum kişinin hayat kalitesini ve konforunu bozar. Bu nedenle prostat büyümesinin tedavi edilmesi gerekir.” dedi.
Önce medikal tedavi, fayda sağlanamazsa cerrahi…
Prostat büyümesi tedavilerine değinen Op. Dr. Ahmet Abbas,”Prostat büyümesinin tedavisi genellikle ilaçla başlar. Ancak ilaç tedavisinden fayda sağlanamazsa cerrahi tedaviler devreye girer. Günümüzde uygulanan cerrahi tedavi yöntemleri açık ve kapalı ameliyatlar olarak sıralanabilir. Açık ameliyatlar sadece çok büyük prostatlarda yapılır, ancak enfeksiyon gibi riskler taşıdığı için pek sık uygulanmamaktadır. Şu an için prostat büyümelerinde altın standart tedavi yöntemi TUR adı verilen kapalı ameliyatlardır. Bu ameliyatlarda idrar kanalından girilerek büyümüş prostat dokusu, bir enerji kaynağı kullanılarak özel birtakım aletler yardımıyla küçük parçalar halinde kesilerek dışarı çıkarılır. Kullanılan enerji kaynakları monopolar veya bipolar olarak adlandırılır. Klasik TUR yönteminde monopolar enerji kaynağı kullanılır. Bu enerji kaynağı hastanın vücudundan elektrik akımı geçmesini gerektiren bir yöntemdir. Günümüzde giderek yaygın kullanım alanı bulan Plazma Kinetik sisteminde ise kullanılan enerji kaynağı bipolardır. Bipolar yöntemin klasik monopolar yönteme göre oldukça önemli avantajları vardır. En önemli avantajı hastanın vücudundan elektrik akımı geçmemesidir. Bu ise örneğin kalp pili olan hastalarda dahi, pilin elektrik akımından etkilenmesi gibi önemli bir sorunla karşılaşmadan güvenle kullanılmasını sağlamaktadır. Bir diğer avantajı, görüntü sağlamak amacıyla kullanılan sıvıların niteliğidir. Şöyle ki klasik TUR yönteminde kullanılan bu tür sıvılara bağlı olarak bazen ölümcül olabilen TUR sendromu ( su zehirlenmesi ) adı verilen bir hastalık gelişebilir. Bu durum kullanılan sıvının vücuda geçerek sodyum miktarını düşürmesine bağlı olarak gelişir. Oysa Plazma Kinetik yönteminde aynı amaçla kullanılan sıvı serum fizyolojiktir. Bu sıvı vücuda geçse bile TUR sendromuna neden olmaz.” şeklinde konuştu.
Plazma Kinetik yönteminin avantajları.
Plazma Kinetik yönteminin avantajlarına değinen üroloji uzmanı,” Plazma Kinetik yönteminde prostat daha hızlı kesildiğinden ameliyat süresi kısadır. Kanama miktarı diğer yönteme göre daha azdır. Görüntü daha nettir. Hastanede kalma süresi daha kısadır. İdrar sondası daha kısa zamanda alınır. Darlık gelişme ihtimali son derece düşüktür. Ameliyat sonrası iyileşme süresi daha kısa sürerAyrıca Plazma Kinetik yöntemi ile mesane kanserlerinin de ameliyatları, aynı şekilde yapılabilmektedir." ifadelerini kullandı.

17 Aralık 2018 Pazartesi

‘TÜRK SİNEMASINI GEÇMİŞTEN GELECEĞE TAŞIYANLAR’ ÖDÜLLENDİRİLDİ…




Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü himayelerinde SE-SAM’ın 32. yılı ve Türk Sineması’nın 104. yılı olması sebebiyle ‘Türk Sinemasını Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar’ ödül töreni önceki akşam Grand Pera'da gerçekleştirildi. Türk sinemasının 104. yılında Yeşilçam'a adını altın harflerle yazdıran 104 kişinin ödüle layık bulunduğu gece yıldızlar geçidine dönüştü.  

Cüneyt Arkın, eşi Betül Arkın, oğlu Kaan ve eşi Aslı Cüreklibatur, Ediz Hun, Aydan Şener, Orhan Gencebay - Sevim Emre, Serdar Gökhan, Engin Çağlar, İzzet Günay, Selda Alkor, Belkıs Özener, Süleyman Turan, Şemsi İnkaya, Suzan Avcı, Suna Selen, Meral Konrad, Devlet  Devrim, Nilüfer Aydan, Ferdi Tayfur'un kızı Tuğçe Tayfur, Selami Şahin'in kızı İrem Şahin, Şükrü Avşar ve daha pek çok Türk sinemasına damga vurmuş isim katıldı.

İş, sanat ve cemiyet dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı geceyi yaptığı işler ile medya sektörüne damgalarını vuran, aynı zamanda Se-Sam ikinci başkanlığı görevini de yürüten ve gecenin mimarı olan Hakan Türkşen ile Nur Türkşen sundular...

TÜRK SİNEMASI HOLLYWOOD'A UZANIYOR!

Yurt içi ve Yurt dışında yaptıkları işlerle oldukça beğeni kazanan ve gecenin mimarlarından olan ünlü senarist ve yazar Nur Türkşen ile yapımcı oyuncu Hakan Türkşen gecenin sunuculuğu yaparken, sahne öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladılar; 'Türk sinemasının en büyük organizasyonlarından biri olan Türk sinemasını geçmişten geleceğe taşıyanlar ödül töreni çok heyecan verici. Türk sineması bildiğiniz gibi 104. yaşını kutluyor. Böyle bir geceye bizi sunucu olarak seçmelerinden dolayı hem Se-sam yönetimine, hem de Kültür Bakanlığına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Çok heyecanlıyızi Türk sinemasının bütün duayenleri burada çünkü' dediler. 
Gazetecilerin Fahriye Evcen ile Cannes'da yaptıkları toplantıyı hatırlatmaları ve 'Sizi sürekli Cannes, Monte Carlo, Amerika'da ünlü isimlerde görüyoruz. Yurt dışında bir proje gerçekleşecek mi? sorusuna 'Çok yakın zamanda bir Amerika projemiz var. Türkiye'de başlayıp Los Angelas'a giden bir proje bu. hem Türk hem Hollywood'lu oyuncular var. Nur hanımda orada küçük bir rol alacak' diye konuştular.

TELİF YASASINI BAKAN ONAYLADI!

Se-Sam birinci başkanı Yılmaz Atadeniz; '80 ülkeye satılan dizilerin gerçek sahibi sizlersiniz. Bu yolu sizler açtınız. Hepinize çok teşekkür ediyorum' dedi ve Telif hakları müjdesini verdi. Yasanın bakanın masasında olduğunu, onun onaylayarak Meclis’e sunduğunu belirtti.

'AZRAİL BENİ UNUTTU!'

Ödülünü almaya sahneye çıkan Cüneyt Arkın; 'Son yılların en mutlu gününü yaşıyorum bugün. Tüm eski dostlarımı görmek o kadar mutlu etti ki beni, bilemezseniz. Her filmde dövdüğüm kişiler var ya, bensiz film çekilirdi ama onlarsız film çekilmezdi. Onlar sinemanın kahramanlarıydı. Onları gördüm, hayatım boyunca bu geceyi unutmayacağım, Zaten bir şey kalmadı da... Ne çok insan kaybetmişiz üzülerek izledim az önce, Azrail beni unuttu...' diye konuşarak herkesi hüzne boğdu.

MÜZİKLE SİNEMA ZATEN KARDEŞTİR!
Orhan Gencebay aldığı ödül için herkese teşekkür ederek: 'İlk filmimi Lütfü (Akad) ağabeyimle yaptım. 36 film yapabildim. Sinemaya büyük bir saygıyla gereğini yapmaya çalıştım. Müzikle sinema zaten kardeştir. Bundan sonra olmalı diye düşündüğüm bazı filmler var. İnşallah hepsini yaparız. Herkese teşekkür ediyorum. Berhudar olun...' dedi.

İzzet Günay ile Selda Alkor arasında sahnede oldukça neşeli anlar yaşandı. Yıllar sonra sahnede birbirine sarılan ikiliden Günay; 'Magazinlere çıkmayalım şimdi' dedi. Alkor ise; 'Bunca sene çıkmadı bundan sonrada çıkmaz' diyerek herkese kahkaha attırdı. 

Daha sonra Ediz Hun'a ödülünü vermek üzere sahnede bekleyen İzzet Günay yine bombayı patlattı; 'Ediz'cim yanlış adama düştün. Ediz, hep hanımlardan ödül almayı tercih eder' demesiyle tüm salon kahkahalara boğuldu.
Ediz Hun: 'Sanata değer vermeyen toplumlar asla yükselemez' diye konuştu.

Şemsi İnkaya dizlerinin üzerine çökerek Aydan Şener’e ödülü takdim etti. 
Aydan Şener: 'Ben hiç beyaz perdede olmadım, hep beyazcam da insanların karşısına geçtim. Ancak tüm filmleri 3er 5er kez izledim. Herkese çok teşekkür ederim' diye konuştu.

Süleyman Turan: 'Yılmaz Atadeniz, Türkiye’nin Spielberg'idir. Eğerki bizde şartlar iyi olsaydı, Spielberg'e Amerika’nın Yılmaz Atadeniz'i diyecektik...' diye konuştu.

EMİRKAN’DAN 9 YIL ARADAN SONRA YENİ ALBÜM…



Yazdığı sözler ve yaptığı bestelerle başarılı hitlere imzasını atan Emirkan, 9 yıl aradan sonra yepyeni bir maxi single ile sevenleriyle buluşuyor. 

Poll Production by Polat Yağcı etiketi ile piyasaya çıkan ve kendi adını taşıyan
 albümü 6 şarkıdan oluşuyor. 
Albümde iki şarkının sözü ve müziği Emirkan imzasını taşırken; diğer şarkılarda birbirinden değerli müzik adamlarının isimleri yer alıyor. 
 Ersay Üner, Hakan Altun, Ercan Saatçi, Adnan Fırat gibi isimler sözleri ve
besteleriyle; Erhan Bayrak ve Ümit Köse ise yaptıkları aranjeler ile albümde yer alıyor. 
Emirkan, müzik severler’le 18 yıl önce ilk kez buluştuğu ‘Mahşere Kadar’ şarkısını yeniden yorumlayarak müzikseverlerin beğenisine sundu. 
Albümün çıkış parçası olarak ‘Kına’ şarkısını seçen sanatçı, şarkıya Kemal Başbuğ yönetmenliğin de klip çekti. Klip’de Emirkan’a kızı ve oğlu eşlik etti.

10 Aralık 2018 Pazartesi

FERİD MERD VE HİRA OKAN’DAN MUHTEŞEM DÜET…


Sevilen sanatçılar Ferid Merd ve Hira Okan uzun zamandır üzerinde çalıştıkları ‘Error’ şarkısını müzikseverlerin beğenisine sundu.


10 yıllık profesyonel kariyeri ile adından sıkça söz ettiren Azeri asıllı genç şarkıcı Ferid Merd yepyeni bir projeye imza atıyor. Müzikal kariyerinin ilk adımlarını atan Hira Okan ile bir araya gelen Ferid Merd  ‘Error’ ismini verdikleri parçayı müzik piyasasına sundu.  Modern ritimleri ve Azeri etnik tınıları barındıran şarkının sözleri, müziği ve aranjesi ise Ferid Merd’e ait.

Yaptıkları müzikal çalışmalarıyla 13-20 yaş grubu dinleyicisini hedefleyen ikili şarkının çok yeni olmasına rağmen müzik listelerinde hızlıca yükseliyor olmasından oldukça mutlu. İkili iyi bir uyum yakaladıklarını ve bu enerjinin dinleyiciye de ulaşmasını istiyor.

Ferid Merd ve Hira Okan’ın iki deneği canlandırdığı ve uzun saatler süren klip çekimleri renkli görüntülere sahne oldu. Sıra dışı klibin yönetmen koltuğunda ise genç ve başarılı yönetmen Onur Aldoğan oturuyor.

YAKIŞIKLI OYUNCU ALPEREN DUYMAZ ÇARPIŞMA'DAKİ "KEREM" ROLÜ İLE GÖZ DOLDURUYOR…


Sön dönemin iddialı yapımlarından “Çarpışma”da oynadığı Kerem Korkmaz karakteri ile dikkatleri üzerine çeken Alperen Duymaz oyunculuğu ile büyük beğeni topluyor.


Çocukluk yaşlarda tiyatro ve oyunculuğa merak salan başarılı oyuncu “Tatlı Küçük Yalancılar”, “Acı Aşk” gibi Tv dizilerinin ardından 2016 yılında yayınlanan “Bodrum Masalı” dizisi ile oyunculuk kariyerinde sıçrama yaptı. Ardından “Direniş Karatay” ve “Çukur” daki oyunculukları ile büyük beğeni topladı. Son olarak başarılı oyuncuların hayat verdiği Çarpışma dizisinde; Kıvanç Tatlıtuğ, Onur Saylar, Elçin Sangu, Melisa Aslı Pamuk gibi yıldız isimlerle birlikte çalışan Alperen Duymaz Kerem Korkmaz rolü ile oyunculuğunu konuşturuyor.
Set arasında rol arkadaşı Serkan Özgül ile birlikte yakaladığımız başarılı oyuncu,” Zamanın büyük çoğunluğunu çalışarak geçiriyorum, çok yoruluyorum ama dizinin bu denli beğenilmesi tüm yorgunluğu unutturuyor.” dedi.
Alperen Duymaz Kimdir?
Tiyatro merakının çocukluktan geldiğini belirten başarılı oyuncu Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu. 1992 Ankara doğumlu oyuncu pek çok dizinin yanı sıra ilk sinema filmi projesi olan Direniş Karatay’daki rolü ile beğeni topladı. Son olarak Çarpışma dizisinde sergilediği oyunculuk performansı ile beğeni topluyor.


8 Aralık 2018 Cumartesi

HEYECANLA VİZYONA GİRMESİNİ BEKLİYORLAR!


Mahsun Kırmızıgül’ün dev oyuncu kadrosu ve ihtişamlı özel görüntüleriyle dikkat çekecek olan 'Mucize 2: Aşk filmi 1 Mart 2019’da vizyona girecek. Film vizyona girmeden önce ilk fragmanı görücüye çıktı.




Magazinmatik’ten Funda Erkoç’un haberine göre; Çekimleri İzmir Foça’da inşa edilen özel bir sette yapılan ve konusu kadar oyuncu kadrosu ile de dikkat çeken 'Mucize 2: Aşk filminin tüm cast çalışması bugüne kadar Türkiye’nin en önemli Tv dizisi ve bir çok sinema filminin oyuncu castını üstlenen Cem Gülaç’ın sahibi olduğu Cem Ajans Gold tarafından gerçekleştirildi.


Cem Gülaç filmle ilgili; “Mahsun Kırmızıgül’ün bu sağlam senaryolu filmi için ekipçe hepimiz canı gönülden mesai harcadık ve ortaya çok güzel bir iş çıktı. Şimdi vizyona gireceği 2019 Mart ayını heyecanla bekliyoruz verdiğimiz emeklerin seyirci tarafında takdir görmesi bizim için en büyük mükafat olacaktır.” dedi.    



7 Aralık 2018 Cuma

MAKAT ÇATLAĞINA “BOTOKS”…


Ülkemizde ve dünyada en sık görülen rahatsızlıklar arasında yer alan ‘Makat Çatlağı’ yaşam kalitesi olumsuz etkiliyor. Uzmanlar ise kış mevsiminde bu hastaların şikayetlerinin arttığına vurgu yapıyor. Yüz gençleştirmede kullanılan Botoks yöntemi ise son yıllarda ‘Makat Çatlağı’ tedavilerinde de uygulanmaya başladı.


Dünyada en sık görülen rahatsızlıklar arasında yer alan anal fissür yani halk dili ile makat çatlağı yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir rahatsızlık. ‘Utandıran hastalık’ olarak nitelendirilen ve hastaların geç doktora başvurmasına neden olan rahatsızlık kış mevsiminde daha çok sorun yaratıyor. Kabızlığın daha sık görülmesi nedeniyle bu dönemde şikayetlerin arttığını ifade eden uzmanlar tedavisinde ise öncelikle hareketli yaşam, liften zengin beslenme ve bol su tüketimini öneriyor. Sık tekrarlayan durumlarda ise diyet ve ilaç tedavilerine cevap alınamayan hastalarda yüz gençleştirmede, kırışık gidermede kullanılan botoks yöntemi anal fissür tedavisinde de kullanılıyor.

Konu ile ilgili bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar, "İnsanda makat bölgesi çok fazla sinir ucu içerdiğinden dolayı oldukça hassastır. Genellikle kabızlık nedeni ile zorlu dışkılamalar sonrasında gelişir. Makatta çatlak ya da tıbbi adı ile anal fissür dünyada yaygın olarak görülen rahatsızlıklar arasında ilk sıralarda geliyor. Hastalar dışkılarken şiddetli ağrı duyuyor. Sanki küçük cam parçaları çıkarıyormuş gibi hissettiklerini ifade ediyorlar. Ancak asıl ağrı dışkılamanın bitiminde ortaya çıkıyor ve saatlerce sürebiliyor. Bu ağrılar kişiyi günlük yaşamından alıkoyacak kadar şiddetli olabiliyor. Hastalar utandıkları için doktora gitmek istemiyor ancak iş ilerleyip de içinden çıkılmaz hal alınca mecburen gidiyorlar." dedi.
Beslenmenize dikkat edin, spor yapın ve bol su için.
Anal fissür tedavilerine değinen Op. Dr. Fatih Kar, "Tedavide en önemli kısım diyet. Hareketli bir yaşam bağırsak hareketlerini artırdığı için spor ya da yürüyüşler önem teşkil ediyor. Sıvı alımı ve bol su tüketimi de tedavinin olmazsa olmazları arasında. Kişi diyet ve egzersizle fayda görmezse bu sefer medikal tedavi devreye giriyor. Medikal tedavilerde sorunlu bölgenin bir doktor tarafından değerlendirilmesini öneriyoruz. Doktor tavsiyesi ile olmak şartı ile kremler öncelikli olarak uygulanabiliyor. Bunun da çözüm olmaması durumunda eskiden hastalar cerrahiye yönlendiriliyordu. Ancak günümüzde yüz gençleştirmede kullanılan botoks uygulaması makat çatlağında da uygulanmaya başlandı. Botoksla çözüm bulunamaması durumunda ameliyat en son seçenek olarak düşünülüyor." şeklinde konuştu.


Botoksla tedavinin ayrıntılarını anlatan Kar, "Ameliyathane ortamı gerektirmeyen botoks işlemi 4-6 ay süre ile iç makat kasında geçici felç oluşturuyor ve bu dönemde makatta oluşan gevşeme ile dışkı daha rahat geçiş sağlıyor. Bu sayede makat çatlağı ya da yırtığı vücut tarafından iyileştirilebiliyor. Bu sürenin sonunda hasta diyetine dikkat ettiğinde botoks enjeksiyonunu tekrarlamaya gerek duyulmuyor ancak değişik çalışmalarda botoks tedavisi sonrasında zaman içinde yüzde 0 ila 42 oranında nüks ettiği belirtilmiş." ifadelerini kullandı.
Tekrarlamaması için dikkat edilecekler!
Tekrarı önlemek için dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Op. Dr. Fatih Kar, "Kabız olmamak için düzenli sağlıklı besinler tüketilmeli (sebze, meyve ve özellikle baklagiller) ve bol su (günde en az 8-10 bardak) içilmeli. Bunlara ek olarak yapılacak düzenli spor aktiviteleri (örneğin yürüyüş) önerilebilir. Kahve ve alkol tüketimi azaltılmalıdır. Bu önlemlerle dışkılama alışkanlığı düzenlenebilir. Diyete dikkat edilmediği takdirde makat çatlağının yüzde 30-70 oranında tekrarladığı biliniyor.” diye konuştu.

HAKAN YAZICIOĞLU’NDAN YEPYENİ BİR ŞARKI ‘İLK KEZ’



“Kalbinin Ettiği Kadar” ve “Hız Lazım” şarkılarıyla beğeni toplayan Hakan Yazıcıoğlu, üçüncü single’ını çıkardı. Yazıcıoğlu, “İlk Kez” adlı duygusal şarkıya Belgrad’da klip çekti. 

Hakan Yazıcıoğlu, 2017 yılında yayınlanan “Kalbinin Ettiği Kadar” adlı ilk single’ıyla müzik dünyasına iddialı bir giriş yaptı. İkinci şarkısı “Hız Lazım”la 2018 yazına da damgasını vuran Yazıcıoğlu, bu başarısını yepyeni şarkılarla sürdürmeye kararlı. “Hız Lazım”ın ardından hiç ara vermeden üçüncü single’ının hazırlıklarına başlayan sanatçı, “İlk Kez” adlı şarkıyı müzikseverlerin beğenisine sundu. Duygu yüklü melodisi ve etkileyici sözleriyle âşıkların yeni favorisi olmaya aday şarkı, 29 Kasım’da dijital platformlarda yayınlandı.

KLİP BELGRAD’DA ÇEKİLDİ, SIRP GÜZEL EŞLİK ETTİ

Murat Alkan’ın albüm danışmanlığında hazırlanan, söz ve müziği Emrah Doğan’a ait “İlk Kez”in düzenlemelerini ise aranjör Okan Akı yaptı. Hakan Yazıcıoğlu’nun “Büyük emekler ve çok ciddi bir çalışmayla ortaya çıktı” dediği şarkının video klibi, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da çekildi. Yönetmen koltuğunda Talat Oflaz’ın oturduğu klipte Hakan Yazıcıoğlu’na oyuncu Katarina Tanovic eşlik etti. Belgrad’ın tarihi ve turistik yerlerinde yapılan çekimler, sekiz kişilik prodüksiyon ekibiyle dört günde tamamlandı.


6 Aralık 2018 Perşembe

EMRE KAYA YILBAŞI GECESİ REKOR KIRACAK!




YILBAŞINDA 500 BİN LİRA KAZANACAK!


Ünlü sanatçı Emre Kaya, yılbaşı gecesi rekor kırmaya hazırlanıyor. Almanya’da yılbaşı gecesi (
31 Aralık) tam 4 mekanda sahne alacak olan Kaya, bu alanda kırılması güç bir rekora da imza atmış olacak.

İlk olarak Köln Elit Event Salon 
1’de sahne alacak olan sanatçı, ardından yine Köln’de bulunan Elit Event Salon 2’de sahneye çıkacak. Oradaki konserinden çıkıp 100 km uzaklıktaki Gelsenkirshen’e gidecek olan Emre Kaya, Vision EventHalle’de bekleyen hayranlarıyla yeni yıl coşkusuna devam edecek.

ÖZEL UÇAKLA YETİŞECEK!
 

Gelsenkirshen’den çıkıp bitmek bilmeyen yeni yıl coşkusunda tam 450 km uzaklıktaki Willstätt şehrindeki Desdina Palace’a yetişmek için özel uçak kiralanan Emre Kaya yılbaşı konserlerini orada noktalayacak...

Her mekanda 60 dakika sahnede kalacak olan yıldız isim bu konserlerinin karşılığında da toplamda 80 bin Euro’yu cebine koyacak...

5 Aralık 2018 Çarşamba

PROF. DR. YUSUF KALKO: ”İNMEDE 1 HAFTALIK KRİTİK SÜRECE DİKKAT!”



Çağımızın vebası damar sertliğinin olumsuz sonuçlarından biri de şah damarı kaynaklı inmeler. İnme vakalarında bir süredir uygulanan açık cerrahi, felcin üzerinden 1 hafta – 10 gün geçmiş uygun hastalarda olumlu sonuçlar veriyor.


Damar sertliğinin olumsuz sonuçlarından biri olan şah damarı kaynaklı inmeler günden güne artış gösteriyor. Öyle ki veriler ülkemizde her yıl 150 bin kişinin inme geçirdiğini, bunlardan yaklaşık yüzde 70’ini şah damarı kaynaklı inmeleri oluşturduğunu belirtiyor. Uzmanlar ise şah damarı kaynaklı inmelerde ilk 6 saatlik kritik sürecin hayati öneme sahip olduğunun altını çiziyor. Ancak geç kalındığı zannedilen vakalarda da durum tamamen çaresiz değil. Prof. Dr. Yusuf Kalko’nun geliştirdiği “İnme Cerrahisi” yöntemi ile 1 hafta 10 güne kadarki uygun vakalarda açık ameliyatla felçler döndürülebiliyor. Konu ile ilgili bilgi veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko,’’Tıp literatüründe, şah damarı tıkanıklığı nedeniyle felç geçirmiş hastalara 6’ncı saatten sonra müdahale yapılmasının kayda değer yarar sağlamayacağına dair yerleşik kanı, artık değişti. Uyguladığımız inme cerrahisi yöntemiyle hastalarda 10’uncu güne kadar başarı sağlanabiliyor; değişik derecelerde inme geçirmiş hastaları yeniden yaşama bağlayabiliyoruz. Bu başarı; hastanın genel durumuna göre bazen konuşma yetisinin geri gelmesi bile söz konusu olabilirken, bazen hastalarımızın ayağa kalkmasını bile sağlayabiliyoruz. Sonuç ne olursa olsun, her halükarda hastalarımızın hayatına olumlu katkı sağlıyoruz’’ dedi.




“Yüzde 100 tıkalı damar da açılabiliyor, 100 yaşındaki hasta da ameliyat olabiliyor.”

Damar tıkanıklığı ameliyatlarında yaşın öneminin olmadığını dile getiren Prof. Dr. Kalko, sadece lokal anestezi ile her türlü damar ameliyatını yapabildiklerini belirtti ve en yaşlı hastalarının 103 yaşında olduğunu söyledi. Lokal anestezi ve minimal invaziv damar cerrahisi tekniği ile gerçekleşen ‘İnme cerrahisi operasyonu’, ileri yaş ve ilave kronik rahatsızlığı olan hastalara da uygulanabiliyor. Yöntemle aynı zamanda yüzde 100 tıkalı damarlara da müdahale şansı doğuyor.
Lokal anestezi altında yapılan inme cerrahisi ameliyatları sırasında hastanın bilincinin açık tutulduğunu ve şah damarı kaynaklı felç ile kaybedilen hissiyatın geri gelişini bu şekilde kontrol edebildiklerini belirten Prof. Dr. Yusuf Kalko, “Hastanın maruz kalabileceği riskler lokal anestezi kullanımıyla minimuma indirgeniyor. Bu şekilde genel anestezinin komplikasyonlarından kaçınıyorsunuz. Ameliyat esnasında hastanın şuurunu gözlemliyoruz. Bu da özellikle ileri yaştaki hastalar için büyük önem teşkil ediyor. Çünkü bu durumdaki hastalar sadece damar sorunları ile değil; aynı zamanda şekerden tansiyona, kalpten, akciğer sorunlarına kadar pek çok rahatsızlıkla da mücadele ediyor. Şah damarı ameliyatında hastanın sadece boynunu uyuşturarak yaptığımız bu ameliyat sırasında onlarla sohbet ediyoruz. Bu sohbet onları dinç tutuyor ve şuur kaybını önlüyor. Şuurda ufak da olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın içini temizleyip hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 30-50 dakika arasında tamamlanmış oluyor. Bu ameliyatlar stentin uygun olmadığı hastalarda da avantaj sağlıyor.” şeklinde konuştu.

72 yaşındaki Nebahat Öztürk’ün felci, bir hafta sonra yapılan açık ameliyatla döndü.


Kasım ayında sabaha karşı felç geçiren ve sol kolu ile sol bacağında hareket kaybı meydana gelen 72 yaşındaki Nebahat Öztürk’ün şah damarı kaynaklı felç geçirdiği anlaşıldı. Geçirdiği felçten bir hafta sonra Prof. Dr. Yusuf Kalko tarafından ameliyata alınan Öztürk, dikişleri alınmak üzere geldiği kontrol muayenesinde,” Kendi başıma rahatlıkla yürüyorum merdiven bile çıkabiliyorum.” dedi.
Hastayı değerlendiren Kalko,”Hasta bize gelmeden bir hafta önce felç olmuş. Sol kolu ve sol bacağında güçsüzlük ve konuşma bozukluğu vardı. Tetkiklerde sağ şah damarında kritik bir darlık tespit ettik. Hastayı değerlendirdikten sonra plağın çok yumuşak olduğunu fark ettik ve stente uygun olmadığına karar vererek açık ameliyat kararı aldık. Boynu uyuşturarak lokal anestezi ile yaptığımız ameliyatta küçük kesi ile damarın içini plaklardan temizledik. Hasta şimdi kendi ihtiyaçlarını görebiliyor, yürüyebiliyor. Sol kolunu da yavaş yavaş hareket ettirmeye başladı. Fizik tedavi süreci devam ediyor.” dedi.


4 Aralık 2018 Salı

PINAR SOYKAN DİYARBAKIRLI MİNİKLERE YARDIM ELİ UZATTI…


 Yeni single’ını sevenleriyle buluşturmaya hazırlanan Pınar Soykan, yoğun temposu içinde yardım projelerini de aksatmıyor. Ünlü sanatçı son olarak sosyal medya üzerinden gelen yardım çağrısına yanıt verdi, Diyarbakır’daki bir anaokulunun ihtiyaçlarını karşıladı.

Müzik çalışmalarına birbirinden iddialı şarkılarla devam eden ve şu sıralar yeni single’ı üzerinde çalışan Pınar Soykan, imza attığı sosyal sorumluluk projeleriyle de takdir topluyor. Küçük çocuklar ve sokak hayvanlarına yönelik projeler hayata geçiren ünlü sanatçı, sosyal medya üzerinden aldığı yardım çağrısını da karşılıksız bırakmadı, İstanbul’dan Diyarbakır’a yardım eli uzattı.


ÖNCE ÖĞRETMENE ULAŞTI
Diyarbakır’ın Güzel Köyü’nde bulunan Güzel İlkokulu’na bağlı anaokulunda birtakım eksikler olduğunu öğrenen Pınar Soykan, ilk olarak okulda görev yapan öğretmene ulaştı ve yardıma ihtiyaç duyulduğunu teyit ettirdi. Ardından hiç vakit kaybetmeden kolları sıvadı, minik öğrenciler için gereken malzemeleri alarak bizzat koliledi ve okula gönderdi. 

“ZİYARETE GİDECEĞİM”
Pınar Soykan, Türkiye’nin geleceği olan minik öğrencilerin eğitimine katkıda bulunduğu için çok mutlu olduğunu söyledi: “Bana sosyal medya hesabımdan ulaştılar. Hemen araştırmaya başladım, çünkü bazen bu durumu kötüye kullananlar, iyi niyetimizi suistimal edenler olabiliyor. Anaokulunun öğretmeni Fatmagül Hanım’la bizzat görüştüm, kendisinden bir ihtiyaç listesi istedim. Listedeki malzemeleri hemen temin ettim, hepsini evimde paketledim. Kolileri hazırlarken o kadar mutlu oldum ki, ben bu duyguları hissediyorsam kim bilir çocuklar nasıl sevinecek.” Sanatçı, yardımda bulunduğu okulu yakında ziyaret de edecek: “Fatmagül Hanım okula davet etti, yoğunluktan gidemedim. Ama ilk fırsatta gideceğim. Böyle güzel yardım projelerine de elimden geldiğince devam edeceğim.”




27 Kasım 2018 Salı

SERTAÇ BALCI’DAN İDDİALI SLOW ŞARKI: “HAYATIMA HOŞ GELDİN”



 Sertaç Balcı, dinlediğinizde tam bir aşk şarkısı diyeceğiniz, naif sözleriyle ruhunuza dokunacak bir şarkı “Hayatıma Hoş Geldin” i müzik severlerin beğenisine sundu.

Yıllardır beste yapan ve sahne aldığı mekanlarda oldukça sevilen Sertaç Balcı, sözü ve müziği kendisine, düzenlemesi Ahmet Uncu’ya ait olan “Hayatıma Hoş Geldin” i Kemal Yıldız yönetmenliğinde kliplendirdi. Ankara’da bir günde Vilayetler Evi ve Vivaldi Park Otel’de çekilen şarkının klibinde ise 5 yıl önce düğünlerinde sahne aldığı milli voleybolcu Hasan Yeşilbudak ve Duygu Yeşilbudak çifti yer aldı.

İstanbul Haliç Üniversitesini birinci olarak tamamlayan ve yüzü aşkın bestesi olan Sertaç Balcı, 21 yıldır da özel mekanlarda sahne almaya devam ediyor.

“Hayatıma Hoş Geldin” DMC etiketi ile dijital platformlarda.


24 Kasım 2018 Cumartesi

DR. YAVUZ DİZDAR’IN BEKLENEN KİTABI “VİCDAN HAYAT KURTARIR” ÇIKTI…


Başarılı Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar’ın merakla beklenen ikinci kitabı “Vicdan Hayat Kurtarır” çıktı. Dizdar,” Bu kitap gençler için bir yaşam kılavuzu niteliği taşıyor. Biz bu yoldan yürüyerek bir çağı döndürmeye çalışıyoruz. Tıkanmış olan çağ sizin sayenizde dönecek.” dedi.


Piliç, yoğurt, süt gerçeğini ortaya çıkaran ve yıllardır gerek kanser gerek sağlık gerekse de beslenme konusunda verdiği demeçlerle adından sıkça söz ettiren İstanbul Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar’ın merakla beklenen yeni kitabı “Vicdan Hayat Kurtarır” raflarda yerini aldı.
Dizdar’ın çocukluğundan bugüne kadar yaşadıkları ve tecrübelerinin yer aldığı kitap bir nehir söyleşisi özelliği taşıyor. Kitabın gençler için bir yaşam kılavuzu niteliği taşıdığına vurgu yapan Yavuz Dizdar,” Yıllardır verdiğimiz mesajlarda biz aslında sadece sağlığa, kansere ve sağlıklı beslenmeye vurgu yapmıyoruz. Bu işin, ikinci aşaması. Asıl önemli olan tıkanmaya yüz tutmuş bir sistem ve çağ var. Biz bu yoldan yürüyerek çağı döndürmeye çalışıyoruz. Tıkanmış olan çağ sizin sayenizde dönecek.” dedi.
Pilicin kanserle ilişkisini anlatmak istediği onkoloji kongresine neden alınmadığını, davalarla geçen beş yılını, kokoreç sayesinde Avrupa Birliğine nasıl ders verdiklerini ve pek çok konuyu samimiyetle anlattığını ifade ettiği “Vicdan Hayat Kurtarır” kitabındaki satırbaşları ise bir hayli dikkat çekici.
İşte ünlü onkoloğun kitabında değindiği satırbaşlarından örnekler.
  • Kızartmayı bırakarak kanserden korunulmaz.
  • Kanser tanısı konulan vakaların büyük bir kısmı kanser değil.
  • Hastalık patlamasının bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum.
  • Doktor öğrendiği her şeyi paraya çevirmeye çalışıyor.
  • 2050’de iki kişiden birinin otistik olması bekleniyor.
  • Patronlar hile hurda bilen adamları işe almak istiyor.
  • Kokoreç Avruğa Birliği’ne atılmış bir goldür…
  • Pilicin kanserle ilişkisini Onkoloji Kongresinde anlatmak istedim. Kabul edilmedi.
Hayy Kitap imzası taşıyan “Vicdan Hayat Kurtarır” kitabında Blog Yazarı ve iletişimci Şükriye Özgül ile Dr. Yavuz Dizdar’ın söyleşisi önümüzdeki dönem epey konuşulacağa benziyor.


Dr. Yavuz Dizdar
1964’te İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ndeki orta eğitimini 1982’de; İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki eğitimini 1988’de tamamladı. Tıp eğitiminin ardından, o yıllarda Siirt’e bağlı olan Batman’da yaklaşık bir yıl mecburi hizmet yaptı. 1989-1992 yıllarında İstanbul Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda ilaç bilimi üzerine, 1992-1996 yıllarında Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nda kanser üzerine uzmanlık eğitimini tamamladı. Bu eğitimlerinin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nde kanser biyolojisi ve immünolojisi doktorası unvanını aldı. Halen aynı enstitüde radyasyon onkolojisi uzmanı olarak çalışmaktadır.
Tıbbi çalışmalarına paralel olarak 1994’ten bu yana Dünya Gazetesi’nde sağlık ekonomisi ve politikası konusunda yazılar yazmaktadır. İstanbul Üniversitesi’ne ve üniversiter eğitime yönelik yazılarının yer aldığı Fakülte dergisi 2008 yılından beri yayın hayatındadır. Derginin bütün sayılarına www.fakultedergisi.com adresinden erişilebilir.
Bireysel çalışmalarının amacı bilimde yeni düşüncenin desteklenmesidir. Faaliyetlerinin bütünü “hakkaniyetli, bağımsız ve sürdürülebilir bir yaşam” başlığı altında özetlenebilir.


Şükriye Özgül
1978 yılında Bulgaristan’ın Okorsh şehrinde doğdu. İlkokulu Bulgaristan’da okudu ardından 1989 yılında zorunlu göçle Türkiye’ye geldi ve ailesi ile birlikte İstanbul’a yerleşti. Ortaokul ve liseyi Avcılar 50. Yıl İnsa Lisesinde okudu ve 1996 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünde Lisans eğitimine başladı ve 2001 yılında mezun oldu. Üniversitede okuduğu yıllarda yerel televizyonlarda sunuculuk ve muhabirlik yaptı. Ayrıca İHA (İhlas Haber Ajansı) uluslararası haberler servisinde editör olarak görev yaptı. 2007’den bu yana Basın ve Halkla ilişkiler Danışmanı olarak görev yapıyor. 2017 yılında kurduğu Haberuçur bloğunda özel röportaj ve haberlere yer veriyor.