14 Ekim 2019 Pazartesi

ŞAH DAMARI TÜMÖRÜ ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLÜYOR…



Nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi belirtiler veren şah damarı tümörleri çocuk yaşlarda da görülüyor. Prof. Kalko geçtiğimiz günlerde ameliyat ettikleri hastanın 5 yaşında olduğunu belirterek tıp literatüründeki en genç hasta olduğunu kaydetti.


Nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, kısmi felç gibi belirtiler veren şah damarı tümörleri genelde iyi huylu tümörlerdir. Uzmanlar bu tümörlerin mutlaka çıkarılması gereken tümörler olduğuna vurgu yaparak hastalarda ilerleyen dönemde felç geçirme veya boğularak ölme gibi tehlikelere neden olduğunu belirtiyor. Bulundukları bölge itibari ile ameliyat şansı düşük olan bu tümörler Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko’nun geliştirdiği teknikle lokal anestezi ile çıkarabiliyor. Kalko bu gibi tümörlerin genetik geçişli olduğunun altını çizerek ailede hikayesi olanların mutlaka şah damarı tümörü açısından tetkik edilmeleri gerektiğinin önemine vurgu yaptı.
Bu tarz tümörlerin genelde iyi huylu olduğunu ancak bulundukları bölge itibari ile mutlaka çıkarılmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yusuf Kalko,” Ender görülen bir rahatsızlık olan şah damarı tümörleri beyne giden toplardamarlara yakın bölgede olduğu için ses kısıklığı, nefes darlığı, nadir de olsa kısmi felçle sonuçlanabiliyor. Şah damarı tümörleri 3 tipten oluşuyor. Damara yapışık olmayan basit tip olarak tanımladığımız tip 1 ile damarı 180 derece saran tip 2 ve damarı 360 derece saran tip 3 dediğimiz kötü yerleşimli tümörler olarak sınıflandırılıyor. Bu tarz tümörler genellikle iyi huylu olurlar ancak bulundukları bölge itibari ile mutlaka çıkarılmaları gerekir. Çünkü burası dile, ses tellerine, nefes borusuna yakın ve hassas bir bölgedir ayrıca şah damarının ve beyne giden toplardamarların bulunduğu bölgedir. Dolayısıyla buradaki tümörler için saatli bomba tabirini kullanabiliriz.” dedi.
Bazen hiç belirti vermeyebiliyor.
Şah damarı tümörlerinin hiç belirti vermeden de ilerleyebildiklerine dikkat çeken Kalko,” Ses kısıklığı ve nefes darlığının yanı sıra yutma güçlüğü, boyunda ele gelen kitle ya da ağırlık hissi yapabileceği gibi hiç belirti vermeden de ilerleyebilir. 15 santime kadar büyüyebilen fakat hiçbir şekilde belirti vermeyen ve dışarıdan kendini göstermeyen tümörler söz konusu, bazen de 3-4 santim büyüklüğünde olup kendini gösteren tümörlerden bahsedebiliriz. Sonuç olarak tümörün boyutu ne olursa olsun bulundukları bölge itibari ile mutlaka alınması gereken tümör türleridir. Şah damarı tümörlerinin tanısını Kulak Burun Boğaz uzmanları koyar. Bu yüzden saydığım belirtilerle karşılaşılması durumunda mutlaka bir Kulak Burun Boğaz Uzmanına başvurmak gerekir. Şah damarı tümörlerinde genetik geçiş de önemli bir faktör. Bu yüzden ailede; anne, baba ve kardeşlerde şah damarı tümörü hikayesi varsa diğer aile bireylerinin de mutlaka tetkik edilmesi gerekir.” şeklinde konuştu.
Şah damarı tümörü görüldüğü an çıkarılmalıdır.
Şah damarı tümörlerinin görüldüğü an mutlaka çıkarılması gerektiğinin önemine değinen Kalko,” Şah damarının etrafında dilimizi hareket ettirdiğimiz sinir, yüzümüzü hareket ettiren sinir, ses sağlayan sinir, beyin toplar damarları, nefes ve yemek borularımız var. Şah damarı tümörleri büyüdüğü zaman buralara bası yapar. Eğer zamanında bu kitleye doğru müdahale yapılmazsa kitle çok büyüyor ve hasta boğularak ölebilir, felç olabilir, ses felci olabilir ya da yüzünde eğiklikler oluşabilir. Bu yüzden şah damarı tümörleri görüldükleri anda çıkarılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Çocuklarda da görülüyor.
Şah damarı tümörlerinin çocuklarda da görüldüğüne değinen Dr. Kalko,” Literatürdeki en genç hasta 8 yaşındaydı. Ancak geçtiğimiz günlerde 5 yaşındaki bir çocukta da şah damarı tümörüne rastladık ve ameliyatını yaptık. Bu hasta şu anda tığ literatüründeki en genç şah damarı tümörü hastası. Biz bu ameliyatları uygun hastalarda lokal anestezi ile yapıyoruz. Ancak son hastamızın yaşı çok küçük olduğu için ameliyatı genel anestezi altında gerçekleştirdik ve tümörü başarı ile aldık.” dedi.
Lokal anestezi ameliyatın risklerini minimize ediyor

Lokal anestezi ile yaptıkları ameliyatların avantajlarına değinen Prof. Kalko,” Özellikle tip 1 ve tip 2 dediğimiz tümörlerin bulunduğu hastalara rutin olarak lokal anestezi uyguluyoruz. İleriki dönemde tip 3’ün de buna katılabileceğini düşünüyoruz. Şah damarı tümörü ameliyatlarında genel anestezideki standart risklerin dışında bir de yüz ve boyundaki sinirlerin zedelenme riski söz konusu. Ameliyat, yüz sinirini etkilerse yüzde gerilme ya da yüz felci, ses sinirini etkilerse ses kısıklığı, şah damarını etkilerse inme gibi pek çok risk taşıyor. Kazara bir sinir hasarı yapılsa bu da hastanın hayatına mal olabilir. Lokal anestezide ise tümörü kaldırdıkça hasta rahatsız oluyor, öksürüyor ya da şiddetli ağrı duyuyor. Biz de ona göre önlem alıyoruz. Daha yukarıdan ya da daha aşağıdan sinire dokunmadan alıyoruz tümörü. Ayrıca önemli bir değer nokta da Şah damarı tümörlerinde genel anestezi altında tansiyonla ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşanabiliyor. Lokal anestezide böyle bir sıkıntı ile karşılaşmadık. Ameliyat ortalama 1 saat sürüyor. Hasta yoğun bakıma girmeden normal odaya alınıyor. 1-2 gün içerisinde de taburcu oluyor.” dedi.


AMERİKAN PEDİATRİ AKADEMİSİNDEN ANİ BEBEK ÖLÜMLERİNİN ÖNLENMESİ İÇİN ÖNERİLER…




Medigold Sultan Hastanesinden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Karataş ani bebek ölümlerinin önlenmesi konusunda ailelere önemli tavsiyelerde bulundu. Karataş Amerikan Pediatri Akademisinin önerilerini paylaştı.

·         1 yaş altında bebekler mutlaka her zaman sırt üstü yatırılmalıdır. Yan yatırma ve yüzüstü yatırma apirasyonu (Yemeğin soluk borusuna kaçması)’ından korumaz. Sırtüstü yatırıldığında aspirasyon riski artmamaktadır. Bebek yatakta sırt üstü-yüz üstü pozisyonlar arasında kendi kendine dönebilecek kadar büyüdükten sonra, kendi döndüğü pozisyonda bırakılabilir.
·         Yatak zemini-şilte sert olmalı, gergin çarşafla örtülmüş olmalıdır. Bebek yataklarının-beşiklerinin sağlam ve güvenlik standartlarına uygun olmasına dikkat edilmeli, şilte yatağa uygun olmalı, kenarlarda boşluk kalmamalı, bebeğin altına yastık konulmamalı, ortamda kablo, panjur ipi gibi cisimler olmamalı, bebek pusetlerde uzun süreli yatırılmamalı, pusetteyken uygun pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir. Baş yukarıda, yüzü açıkta olmalı, burnunu tıkayan herhangi bir şey olmamalıdır.
·         Bebekler anne-babalarıyla ile aynı yatakta yatmamalıdır. Bebeğin yatağı anne-baba yatağının yakınında olmalı, anne emzirirken bebeği yatağına alsa da sonrasında kendisi uyumadan bebeği kendi yatağına yatırmalıdır. Annenin koltukta emzirirken uyuyakalması ani bebek ölüm riskini çok arttırmaktadır. Bebekler sigara içen, çok yorgun, ilaç veya madde kullanımı olan kişilerle, anne-babaları dışında birisiyle, kardeşiyle, yumuşak zeminde yatırılmamalıdır.
·         Yumuşak, boğulma riski yaratabilecek cisimler yatakta-beşikte olmamalıdır. Bebeğin giysileri onu sıcak tutacak, yüzünü-başını örtmeyecek özellikte olmalıdır.
·         Gebelikte ve doğum sonrasında sigara içilmemelidir. Anne ve bebeğin yanında sigara içilmemeli, bebekler sigara içilen ortamlardan kesin olarak uzak tutulmalı, bebek sigara içen birisiyle yatmamalıdır.
·         Gebelikte ve doğum sonrasında alkol ve madde kullanılmamalıdır. Özellikle alkol-madde kullanımı ve bebekle birlikte yatma ani bebek ölüm riskini belirgin olarak arttırmaktadır.
·         Anne sütü alan bebeklerde anne bebek ölüm riski azalmıştır. 
·         Emzik kullanımında ani bebek ölüm sıklığı daha azdır. Bebeğe uyumadan önce emzik verilebilir, bebek istemiyorsa zorlanmamalı, emzik boyuna asılmamalı, bebeğin giysisine iliştirilmemeli, emziğe içi doldurulmuş, yumuşak oyuncaklar iliştirilmemeli, emzik vermek için bebeğin AS almaya, emmeye iyice alışması beklenmelidir. 
·         Ortam ısısı çok yüksek olmamalıdır. Bebeğin giysisi aynı ortamdaki erişkine göre bir kat daha fazla olabilir, bebeğin terleyip terlemediği kontrol edilmeli, yüzünün örtülmesi önlenmelidir.
·         Aşıların ani bebek ölümüme neden olduğuna dair bilgi yoktur, aksine bazı çalışmalarda aşılamanın koruduğu yönünde bilgiler vardır.
·         Motor gelişimi desteklemek, kasların kullanımını kolaylaştırmak ve sırt üstü yatırılmaya bağlı kraniyal deformite (kafa yamukluğu) gelişmesini önlemek için bebeklerle aktif vakit geçirme tercih edilmelidir.


EMLAK SEKTÖR'ÜNDE YENİ UYGULAMA





Emlak sektörünün en önemli oyuncularından biri de Gayrimenkul Danışmanlarıdır. 35 yıldır ticaret hayatının içinde olan endüstriyel temizlik ürünleri, sektörüne verdiği hizmetin yanı sıra REMAX GO Maltepe ofisinin kurucusu Arif Karaca'nın uyguladığı yeni sistemle sektöre yeni başlayan gayrimenkul danışmanlarının ilk işlem süresi ortalama 6 ay.  Ofis içerisinde kurulan çağrı merkezi ekibi sayesinde gayrimenkul danışmanı ortaklarımızın seçmiş olduğu uzmanlık bölgelerinde onlar adına FSBO aramaları yapılmaktadır. Bu sayede ilk işlem süreci 1 aya düşmekte alınan portföy sayısı 2 katı üzerine çıkmaktadır. Sektörde danışman başına düşen ortalama portföy sayısı 4 iken, GO ofisinde 8 ve üzeri portföy'e çıkmaktadır. Karaca; Remax Go olarak "bulduğumuz ve uyguladığımız bu çalışmalar sonucunda kısa vade de ki hedefimiz 60 gayrimenkul danışmanına ulaşmak. Bu işe uzun vadeli planlar yaparak girdik. Yalnız bu yıl için değil her yıl için yüksek hedeflerimiz var. 2020 sonu için hedefimiz ciro ve gayrimenkul danışmanı sayısı REMAX GO Türkiye bazında ilk 3 ’te olmak." diyor.


13 Ekim 2019 Pazar

AŞKIN SONU MU GELİYOR?



 
Son zamanlarda adını sıkça duymaya başladığımız ancak kendini ifşa etmeyen
Amerikalı eğitimci psikolog Merryliss Taylor’ın kitabı bugünlerde en çok satanlar listesinin başını çekiyor!
 
Sadece Türkiye’de yayınlanmış olan ve azımsanmayacak bir kitlesi bulunan Taylor, son kitabı ile aşkı öldürmeye karar vererek gençlerin dikkatini üzerine çekmeyi başardı!
 
Merryliss Taylor, ilk olarak Lovely Book tarafından Mart 2019’da yayınlanmış olan “FQ – Fantezi Zekası” isimli eseriyle dikkat çekmişti. Bu ilk kitabında bizzat kendi yaşadıklarını kaleme alarak aldatılan bir kadının, eşinden nasıl intikam aldığını anlatmış ve okuyucularına, daha önce kimsenin duymadığı bir zekâ türünden bahsetmişti. Cesur cümleler kuran ve bunlardan da asla utanmayan Taylor, “Ben, biz kadınlara ve kadının gücüne inanıyorum. Bir kadın isterse her şeyi yapabilir ve kadın değişirse dünya değişir.” diyerek hemcinslerine güç verirken erkeklere de gözdağı vermekten geri durmuyor. Bunu da ilk romanında bizzat kendi hayatıyla kanıtlıyor. Yazdıkları o kadar inanılmaz ve çarpıcı ki bundan kendisi bile ürküyor. Bu yüzden de şimdilik kendini ifşa etmek istemiyor. Bunu şu şekilde özetliyor: “Yaşadıklarım o kadar ağırdı ki kendi ülkemde bunları yayınlamaya ve dikkat çekmeye cesaret edemedim ama bunları duyan insanların da tepkilerini merak etmiyor değildim. Bu yüzden de hiç bilinmediğim bir ülkede, hiç tanınmadığım bir coğrafyada kitabımın basılması fikri beni heyecanlandırdı. Türkiye’deki maceram işte böyle başladı. İyi ki de başlamış. Türkler beni tahmin etmediğim kadar çok sevdi ve okumaya değer buldu.”
 
Merryliss Taylor, son kitabı “Ve Aşk S*çtı” ile de aşk hakkındaki bütün doğruları tersyüz etmeye karar vermiş olacak ki kitabının arka kapağına şunları yazmış:
 
Hani birini seviyor, ona bağlanıyor; âşık oluyorsunuz da aklınıza sürekli, “Bir şey eksik ama ne?” diye bir soru takılıyor ya! Ah, inanın ben de aynıydım ve birkaç yıl önce eksik olanı bulmayı başardım. Sonra anladım ki suratı asık âşıklar; mutsuz erkekler, umutsuz kızlar;
hep o eksik parça için gülmeyi unutmuşlar. Şimdi her şeyi bırakın, gülmeye ve kendinizi bulmaya hazırlanın! Çünkü bu kitap, “aşk ve ilişkiler” konusundaki o eksik parça için yazıldı. Çünkü bu kitap, aşkın bizlere öğretildiği gibi bir şey olmadığını anlatmak için yazıldı. Gerçekçi olalım ve soralım; bir erkeğin ya da kadının peşine takılıp ömür tüketmek, ne kadar akıllıca olabilir? Bir sincap, bir fıstığı kaç değişik şekilde yiyebilir? Peki, hangi insan; bir diğerinden ne kadar farklı sevebilir? E, kadın, erkek hepimiz aynıysak şayet, hiç kimse abartılmaya değecek kadar özel değildir elbet.“Ne düşünüyorsun aşkım?” dediklerimiz, bize “Hiiiç!” derken aslında ne düşünüyor? Bize “Seni seviyorum.” diyenler esasında ne söylemek istiyor?.. Kısacası; söylediklerimiz söylemek istediklerimiz değilse kim, kimden neleri gizliyor lanet? Ha, bir de bu hikâyenin sonunda; aklınızda, ne baktığınız her yerde gördüğünüz o adam kalacak ne de gördüğünüz bütün kadınlarda aradığınız o kadın. Bu hikâyenin sonunda aşk ölecek, aşk; gebersin pislik.
 
Sözün özü: Özellikle gençleri hedef alan ve yazdıklarıyla bir erkeğin ya da kadının peşine takılarak; değil yıllarını, saatlerini bile boşa harcamalarına üzülen ve bunun önüne geçmek için önce kendilerine âşık olmaları gerektiğini anlatan Taylor, “Kimsenin kimse için kendini paralamasına gerek yok! Son kitabımda yazdıklarımı yapan herkes vazgeçilmez olur.” diyerek oldukça da iddialı bir söz ediyor.
 
10 yaşındaki kızı Mona ile Madrid’de hayatını sürdüren 32 yaşındaki yazar, kitaplarında “aşk kavramını” bambaşka bir hale getirerek nefes kesici yorumlarıyla âdeta aşkın sonunu getirmeye çalışıyor. İşin doğrusu fark yaratan anlatılarıyla daha uzun süre konuşulacağa benziyor.

8 Ekim 2019 Salı

DİLEK TÜRKAN 18 EKİM’DE VESTEL GURURLA YERLİ KONSERLERİ KAPSAMINDA TURKCELL PLATİNUM SAHNESİ’NDE!



Türk müziğinde bambaşka rüzgarlar estiren Dilek Türkan, Erkan Oğur ve Derya Türkan’ın katılımlarıyla gerçekleşecek akustik performansı ile 18 Ekim’de Vestel Gururla Yerli Konserleri kapsamında Turkcell Platinum Sahnesi’nde!
Sesini ilk olarak “Mazi Kalbimde Bir Yaradır” tangosu ile duyuran, müzik grupları ile yaptığı albümler hariç üç solo albümü bulunan, canlı ve stüdyo kaydı olmak üzere 2 CD’den oluşan son çalışması “An” albümü ile beste ve söz yazarlığında varlığını gösteren, günümüzde modern Türk müziğinin en başarılı temsilcilerinden Dilek Türkan, müzikte farklı tatlar arayışına devam ediyor. Dilek Türkan Akustik ft. Erkan Oğur - Derya Türkan projesiyle sevilen ve bilinen şarkıların bambaşka yorumları ve dünya müziğinin geleneksel şarkılarını, ilk kez sahneye koyacağı akustik band konseri ile 18 Ekim tarihinde Atlantis Yapım ve Zorlu PSM iş birliğiyle gerçekleştirilen Vestel Gururla Yerli Konserleri kapsamında Turkcell Platinum Sahnesi’nde! Gitarlarda Erdem Sökmen, Cenk Erdoğan, kontrbasda Erdal Akyol’un eşlik edeceği performansa Erkan Oğur ve Derya Türkan konuk oluyor.

5 Ekim 2019 Cumartesi

HAYIRSEVER SANATÇIDAN ANLAMLI YARDIM




Yurtdışında ünlenen ve müzik çalışmalarına yaklaşık 1 yıldır Türkiye’de devam eden Mr. Jade, yaptığı hayır işleriyle de adından söz ettiriyor. Ünlü şarkıcı son olarak Kocaeli’nin Körfez İlçesi’nde bulunan bir okulun fen laboratuvarının yapımını üstlendi.


Körfez-Yarımca’nın Hacı Osman Mahallesi’nde bulunan Yarımca Ortaokulu'nun bir velisi olan Erkan Canpolat, okulun fen laboratuvarı ihtiyacı için akrabası Mr. Jade’ye (Özkan Şen) ulaştı. Yardımseverliğiyle bilinen ünlü şarkıcı, gönderdiği yardımla laboratuvarın yaptırılmasını sağladı.

MÜDÜRDEN TEŞEKKÜR PLAKETİ

Mr. Jade, daha sonra okulu ziyaret ederek fen laboratuvarını gezdi. Laboratuvarın girişine adının yazıldığını görünce çok mutlu olan ünlü şarkıcı, öğrencilerle de bir süre sohbet etti. Okul müdürü Alparslan Dalkılıç, yaptığı yardım nedeniyle sanatçıya teşekkür plaketi verdi. Plaketin takdimi sırasında Mr. Jade’nin menajeri ve yapımcısı Fatih Aksoylu, yardımı temin eden veli Erkan Canpolat ve yerel sanatçı Velican Kaya da okulda hazır bulundu.