16 Ağustos 2021 Pazartesi

Tera Yatırım, yılın ilk yarısında en çok kazandıran yatırım araçlarını araştırdı...

 

Klasik yatırım araçlarını ve kripto para fiyat performanslarını inceleyen Tera Yatırım’ın yaptığı araştırmaya göre, Bitcoin’in yüzde 21’lik getiriyle fiyat performansında ilk sırada yer aldığı kaydedildi.



Uzmanlar, klasik yatırım araçları olan dolar, euro, borsa, altın ve banka mevduatına ek olarak Bitcoin’in yılın ilk yarısındaki fiyat performanslarını inceledi.

“KRİPTO PARALARA İLGİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”

Konu ile alakalı ayrıntılı bilgi veren Tera Yatırım Araştırma Uzmanı Hüseyin Emre Tavacı son dönemin gözde yatırım araçlarından olan kripto paralara olan ilginin her geçen gün arttığını belirterek, “Kripto para deyince ilk akla gelen Bitcoin fiyatındaki değişimler yakından izleniyor. Klasik yatırım araçları olan dolar, euro, borsa, altın ve banka mevduatına ek olarak Bitcoin’in yılın ilk yarısındaki fiyat performanslarını incelediğimizde Bitcoin yüzde 21’lik getiri ile ilk sırada yer alıyor” dedi.

BİTCOİN’İ DOLAR VE EURO TAKİP EDİYOR

Bitcoin’den sonra en çok kazandıran yatırım araçlarına da değinen Tavacı, “Bitcoin’den sonra en fazla kazandıran yatırım aracı yüzde 17,12 ile dolar olurken onu yüzde 13,52 kazanç sağlayan euro takip ediyor. Fiyatını oluşturan iki unsurdan biri olan dolardaki yükselişten pozitif etkilenen gram altın da yılın ilk altı ayında yüzde 9,15 oranında yükseliyor. Son olarak mart ayında yapılan 200 baz puanlık faiz artırımı sonrasında yüzde 19,00 olan politika faizini göz önüne alarak yaptığımız hesaplamaya göre yılbaşından bu yana ortalama TL mevduat getirisi yaklaşık yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşiyor” diye konuştu.

“BIST 100 ENDEKSİ YATIRIMCILARININ YÜZÜNÜ GÜLDÜRMEDİ”

BIST 100 endeksinin düşüşüne dikkat çeken Tavacı, “Kayıtlara pandemi yılı olarak geçen 2020’yi yüzde 30’a yakın karla kapatan BIST 100 endeksi, 2021’in ilk yarısında ise yatırımcılarının yüzünü güldürmeyen tek yatırım aracı oldu. Yılın ilk altı ayında yüzde 8,15 oranında değer kaybeden BIST 100 endeksi, incelediğimiz yatırım araçları içerisinde en kötü performansı sergileyen ürün oldu” açıklamasında bulundu.

 

13 Temmuz 2021 Salı

Tera Yatırım: “Normalleşme sonrası borsada bazı sektörler olumlu etkilenecek”

 



1 Temmuzda başlayan normalleşme sürecinin ardından yaz sezonunda borsada olumlu etkilenebilecek alanları sıralayan yatırım araştırma uzmanı Hüseyin Emre Tavacı, “Başta turizm olmak üzere, konaklama, ulaşım, ticaret, gıda-içecek sektörler olumlu etkilenebilir” dedi.

Kısıtlamaların kaldırılması ile ekonomi birimlerinin de pozitif etkileneceğini ifade eden Tera Yatırım Araştırma Uzmanı Hüseyin Emre Tavacı, “Geçtiğimiz mayıs ayı içerisinde artan vaka sayıları nedeniyle 17 günlük tam kapanmaya giden Türkiye, tam kapanmaya ek olarak aşı tedarikinde de yaşadığı sorunları çözdü ve haziran ayı içerisinde hızlı bir aşılama programı başlattı. Hem aşılama süreci hem de sokağa çıkma kısıtlamaları ile geçen mayıs ve haziran aylarında vaka sayılarında istenilen azalmanın sağlanması sonrasında 1 Temmuz itibariyle ülkemizde çoğu kısıtlama uygulaması kaldırıldı. Buna bağlı olarak ekonomik faaliyetlerin de normale dönmesiyle özellikle reel sektörün hareketlenmesi tüm ekonomi birimlerini pozitif etkileyecektir” diye konuştu.

“YAZ SEZONUNDA BORSADA OLUMLU ETKİLENECEK SEKTÖRLER”

Yaz sezonunda borsada olumlu etki yaratabilecek sektörleri sıralayan Tavacı, “Normalleşme ile özellikle içerisinde bulunduğumuz yaz sezonu düşünüldüğünde borsada turizm başta olmak üzere turistlerin doğrudan iletişim halinde olduğu konaklama, ulaştırma, ticaret ve gıda-içecek gibi sektörlerde faaliyet gösteren şirketler olumlu etkilenebilir” ifadelerini kullandı.

Doların küresel bazda değer kazanmasının TL’yi negatif etkileyebileceğini ifade eden Tavacı şöyle konuştu:

“Para piyasası tarafında ise normalleşmeden daha çok haziran ayında yapılan FOMC toplantısının piyasalara yön verdiğini görmekteyiz. Fed Başkanı Powell’in FOMC toplantısı sonrasındaki açıklamaları her ne kadar güvencin tonda olsa da özellikle 2023 yılı için öngörülen 2 faiz artırımı ihtimali ve varlık alım programının ne zaman sonlandırılacağına yönelik tartışmaların başlaması dolara küresel bazda değer kazandırarak gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde satışlara neden olmuştu. Önümüzdeki dönemde doların küresel bazda değer kazanımının sürmesi TL’yi negatif etkilemeye devam edebilir.”

“PORTFÖY ÇEŞİTLENDİRMESİ YAPILMALI”

Bu süreçte yatırımcılar için önerilerde de bulunan Tavacı şu önerilerde bulundu:

“Küresel bazda yaşanan gelişmeleri göz önüne alarak portföy çeşitlendirmesi yapmalılar. Mevcut gelişmeler kısa vadede etkisi göstermiş olsa da uzun vadeli beklenti ve fiyatlamalar üzerinde de etkili oldu. Bu durum düşünüldüğünde ellerinde orta ve uzun vadeli portföy tutan yatırımcılar konjonktürde yaşanan gelişmeler değerlendirerek portföylerini gözden geçirmeliler.”

Jeopolitik riskler ve belirsizliklerin Türkiye’yi etkileyebileceğine de değinen Tavacı, “Ülkemiz için jeopolitik riskler ve belirsizlikler sürüyor. Buna ek olarak küresel anlamda önümüzdeki süreçte gelişmekte olan ülkelere yabancı girişinde azalış olabilir. Yatırımcılar bu risklerden korunmak adına portföylerindeki hisse miktarlarını azaltabilirler. Portföylerinde yer alan hisselerde ağırlığı turizm, konaklama, ulaştırma, ticaret ve gıda-içecek gibi sektörlere ağırlık verebilirler. Öte yandan yatırımcılar küresel bazda artan korona virüs varyant endişelerini de göz önünde bulundurulmalılar” dedi.

18 Şubat 2021 Perşembe

Burun estetiği maske takmaya engel değil!

Pandemi nedeni ile Türkiye de tüm dünya ülkeleri gibi en az etkilenmek için birçok tedbir alıyor. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu önderliğinde yürütülen bu önlemler kapsamında elektif ameliyatlara yapılan kısıtlama Mayıs ayında kalktı. KBB ve Baş & Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Serkan Barışkan, kısıtlamaların kalkmasıyla  tüm dünyada estetik operasyon başvurularında artış gözlemlendiğini belirtti. 

 



Pandeminin yüz bölgesi ameliyatları için bir fırsat haline dönüştüğünü belirten Op. Dr. Serkan Barışkan,”Hepimizin en çok değişiklik yapmak istediği bölge kuşkusuz yüzümüz. Gelişen tekniklerle iyileşme süresi çok kısalsa da yüzde yapılan değişiklikleri saklamak zor. Bu yüzden gizlilik arayanlar bu dönemi fırsat bildi. Sokağa çıkma kısıtlamaları ve evden çalışma imkanı dolayısıyla normal yaşantımızda saklamakta güçlük çekeceğimiz yüz bölgesindeki ameliyatlar için en doğru zaman” dedi. 

 

 

Burun estetiği maske takmaya engel değil!

 

Burun estetiği için başvuranların en büyük kaygısının ameliyat sonrası maske kullanımı konusu olduğunu dile getiren Dr. Barışkan,”Pandemiden dolayı ‘ameliyat sonrası maske kullanabilir miyim?’ sorusu hastaların merak ettiği konulardan biri haline geldi.  İçinde bulunduğumuz şartlarda toplum içine girebilmek için maske kullanımı şart. Son dönemde pek çok maske çeşidi hayatımıza girdi. Pekiyi ameliyat sonrası hangi maskeler uygun? Burun estetiği sonrası maske seçiminde temel prensip buruna baskı uygulamamak olmalıdır. Bu prensip temel alınarak maske seçimi yapılmalıdır. Burun estetiği sonrası cerrahi maske kullanılırken telli olmasına dikkat etmeliyiz. Tele, uygun şekli yüzümüze takmadan önce vermeli, böylece burun ucuna baskı yapmamalıyız. Onun dışında iyileşme sürecinde burun ucuna baskı yapmayan her türlü maskeyi tercih edilebilir ve siperliklerden de destek alabiliriz” şeklinde konuştu.

 

 

Tedbirler en üst seviyede alınıyor.

 

Hastaların bir diğer merak konusu olan Coronavirüs tedbirlerinin de en üst seviyede alındığının altını çizen Dr. Serkan Barışkan,” Doktorların her dönemde olduğu gibi bu dönemde de önceliği hastasını, ekibini ve kendini korumaktır. Bu anlayışla ben ve ekibim düzenli olarak Coronavirüs testi yaptırıyor ve ameliyat öncesi hastadan da PCR testi, BT çekimi istiyoruz. Ameliyatlarımızda her zaman olduğu gibi sterilizasyon kurallarını son derece dikkatli uyguluyoruz. Ameliyat esnasında N95 ve cerrahi maskeler kullanıyor böylelikle riski sıfıra indiriyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Barışkan; günümüz teknikleriyle, alanında uzman, tecrübeli hekim tarafından gerçekleştirilen burun estetiği ameliyatlarının son derece konforlu ameliyatlar olduğunu ve hastaların sosyal hayatlarından uzak kalmalarına sebebiyet vermediğini de sözlerine ekledi.