Oldukça yaygın görülen bir hastalık olan Hemoroid yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürmektedir. Peki hemoroidden korunmak için ne gibi önlemler almak gerekir, tedavi şekilleri nelerdir, Laser etkili bir tedavi yöntemi mi? Konu ile ilgili Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar bilinmesi gerekenleri anlattı.
Hemoroidin çok yaygın görülen bir hastalık olduğunu ifade eden Op. Dr. Fatih Kar,”50 yaşın üzerindeki erkek ve kadınların yarısından fazlası bu sorunları yaşıyor. Nüfusun yüzde 80’i hayatında en az bir kez hemoroid hastalığının acılı sonuçlarını çekmiştir. Sağlıklı hemoroidler bir damar yumağı oluşturarak makatın tam olarak kapanmasına yardımcı olurlar. Normalde herkeste bulanan ve ciddi görevleri olan yapılardır. Makat öncelikle içteki kapatıcı kas ile kapatılır. Diğer bir deyişle sızdırmaz hale getirilir. Kas üzerindeki hemoroid yastıkçığı gaz, mukus ve sulu dışkının bağırsak içinde tutulmasını sağlar. Anal kanal içindeki cilt dokusu (anoderm) duyarlılığıyla sıvı tutma kabiliyetine yardımcı olur. Yaşamı boyunca insanların pek çoğunda bu yastıkçıklarda büyüme olduğu ya da bunların söndüğü görülür.” dedi.
Çoğu hasta konuşmaktan ve hekime gitmekten çekiniyor.
Çoğu hasta konuşmaktan ve hekime gitmekten çekiniyor.
Hemoroidle ilgili alınabilecek önlemlere değinen Dr. Fatih Kar,” Hemoroid hastalığı denildiğinde bu bölgede makat iç kısımda normalde bulunan yastıkçıkların büyüdüğünü ve şikayetlere yol açtığını anlarız. Bu durum genellikle rahatsız edicidir. Kaşıntı, yanma yapar, ağrı ve kanamalara yol açabilir. Hafif hemoroidal hastalık durumlarında basit hijyenik önlemler, diyet alışkanlıklarının düzenlenmesi, sıcak su tatbiki ile şikayetler belirgin olarak gerileyebilir. İleri hemoroidal hastalık durumlarında ise kendi kendinize uygulayacağınız bu yöntemler iyileşme sağlamakta yetersiz kalabilir. Gerçi bazı hastalarda ağrılı belirtiler kaybolup şikayetler düzelebilir ancak kısa bir süre sonra yeniden geri gelirler. Sorun çözülmemiştir.
Hemoroid de dahil olmak üzere çoğu makat hastalıklarında hastalar konuşmaktan ve hekime gitmekten çekinirler. Ancak kan görüldüğü zaman doktora giderler. Bu da hastalığın ilerlemesine neden olabilir.” İfadelerini kullandı.
Tıbbi tedavinin yetersiz olduğu durumlarda birtakım girişimlerle, hastalıklı hemoroid belirtilerinin olabildiğince küçük girişimlerle giderilebilmeye çalışıldığını ifade eden eden Kar sözlerine şöyle devam etti.
“Hemoroidlerin tedavisi hastalığın evrelerine göre belirlenir. Hemoroidler 4 evreye ayrılır. Başlangıç evresinde (birinci derece ve ikinci derece) ilaçla tedavi ve üstte anlattığımız yöntemler yeterli olabilir.
İleri evreler (hemoroidler her tuvalete çıkıldığında dışarı itilir) çoğunlukla müdahale gerektirebilmektedir. Peki bu hastalıkta ideal yöntem ne olmalıdır? Bu durumda hastaya en az zarar veren, mümkün olduğunca çabuk günlük yaşama tekrar geri döndürebilen, iyileşme döneminde hastada ciddi bir rahatsızlık yaratmayan, işlem sonrasında hastada herhangi bir kalıcı problem yaratmayan bir teknik seçilmelidir.
Bu amaçla düşünüldüğünde Laser Hemoroid Tedavisi yöntemi bu alandaki boşlukları dolduracak gibi durmaktadır. Peki yöntem nasıldır? Hastalarımızın bağırsak temizliği yapılmasına gerek olmadan ortalama 15-20 dakikalık bir işlemle problem yaratan hastalıklı olduğunu düşündüğümüz hemoroid yastıkçıklarının içine bu iş için özel tasarlanmış laser probları ile girilerek derin tabakalardaki damarsal yapıların dağlanması tekniğine dayanmaktadır. Bu şekilde hemoroidal hastalık birkaç hafta içinde küçülmekte ve şikayetler azalarak hastalık düzelmektedir. İşlem sonrası hasta aynı gün taburcu olabilmekte ve daha ilk dışkılamada hasta şikayetlerinin hafiflediğini hissedebilmektedir. Bu teknik son birkaç yıldır hekimlerimiz ve hastalarımız için de oldukça popüler bir yer edinmeye başlamıştır. Biz de oldukça uzun süredir hemoroidal hastalıklar ve tedavisi ile uğraşmamıza rağmen Laser hemoroid tedavisini, son dönemde uygulanan hastalardaki sonuçlarını gördükten, yan etkilerinin çok az olduğunu anladıktan ve ideal uygulama şeklini benimsedikten sonra güvenle yapabilmekteyiz. Bu şikayetle tarafımıza başvuran, uygun hastalarımıza önerebilmekteyiz.”
Hemoroid de dahil olmak üzere çoğu makat hastalıklarında hastalar konuşmaktan ve hekime gitmekten çekinirler. Ancak kan görüldüğü zaman doktora giderler. Bu da hastalığın ilerlemesine neden olabilir.” İfadelerini kullandı.
Tıbbi tedavinin yetersiz olduğu durumlarda birtakım girişimlerle, hastalıklı hemoroid belirtilerinin olabildiğince küçük girişimlerle giderilebilmeye çalışıldığını ifade eden eden Kar sözlerine şöyle devam etti.
“Hemoroidlerin tedavisi hastalığın evrelerine göre belirlenir. Hemoroidler 4 evreye ayrılır. Başlangıç evresinde (birinci derece ve ikinci derece) ilaçla tedavi ve üstte anlattığımız yöntemler yeterli olabilir.
İleri evreler (hemoroidler her tuvalete çıkıldığında dışarı itilir) çoğunlukla müdahale gerektirebilmektedir. Peki bu hastalıkta ideal yöntem ne olmalıdır? Bu durumda hastaya en az zarar veren, mümkün olduğunca çabuk günlük yaşama tekrar geri döndürebilen, iyileşme döneminde hastada ciddi bir rahatsızlık yaratmayan, işlem sonrasında hastada herhangi bir kalıcı problem yaratmayan bir teknik seçilmelidir.
Bu amaçla düşünüldüğünde Laser Hemoroid Tedavisi yöntemi bu alandaki boşlukları dolduracak gibi durmaktadır. Peki yöntem nasıldır? Hastalarımızın bağırsak temizliği yapılmasına gerek olmadan ortalama 15-20 dakikalık bir işlemle problem yaratan hastalıklı olduğunu düşündüğümüz hemoroid yastıkçıklarının içine bu iş için özel tasarlanmış laser probları ile girilerek derin tabakalardaki damarsal yapıların dağlanması tekniğine dayanmaktadır. Bu şekilde hemoroidal hastalık birkaç hafta içinde küçülmekte ve şikayetler azalarak hastalık düzelmektedir. İşlem sonrası hasta aynı gün taburcu olabilmekte ve daha ilk dışkılamada hasta şikayetlerinin hafiflediğini hissedebilmektedir. Bu teknik son birkaç yıldır hekimlerimiz ve hastalarımız için de oldukça popüler bir yer edinmeye başlamıştır. Biz de oldukça uzun süredir hemoroidal hastalıklar ve tedavisi ile uğraşmamıza rağmen Laser hemoroid tedavisini, son dönemde uygulanan hastalardaki sonuçlarını gördükten, yan etkilerinin çok az olduğunu anladıktan ve ideal uygulama şeklini benimsedikten sonra güvenle yapabilmekteyiz. Bu şikayetle tarafımıza başvuran, uygun hastalarımıza önerebilmekteyiz.”
Şükriye Özgül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder