6 Ocak 2018 Cumartesi

HEMOROİD TEDAVİSİNDE LAZER YÖNTEMİ BAŞARILI SONUÇLAR VERİYOR…


Halk arasında basur olarak bilinen Hemoroid sıkça görülen yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Son yıllarda uygulanan lazer uygulamaları ise Hemoroid tedavilerinde başarı sağlıyor. Konu ile ilgili bilgi veren Medigold Sultan Hastanesinden genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlhami Beyaztaş Hemoroid’le ilgili tüm bilinmesi gerekenleri anlattı.


Hemoroid’in bir tür damar şişmesi olduğuna değinen Beyaztaş,” Hemoroid makat bölgesindeki toplar damarların şişmesi ve balonlaşmasıdır. Bacağımızda gördüğümüz varislerin makat bölgesinde de varisleşmesi hastalığıdır. Bu damar şiştiği zaman içinde kan gölleniyor ve bir süre sonra da pıhtı oluşuyor. Eğer kan akımı sağlanmazsa o kan orada göllenip pıhtı oluşturuyor. Pıhtı bir süre sonra da iltihaplanıyor. Daha sonra da damarı gerdirerek o bölgedeki pleksus dediğimiz sinir ağını da etkileyerek şiddetli ağrılara sebep oluyor. Bu hale gelemden önce ne oldu da Hemoroid gelişti bunu iyi bilmek gerekiyor. Dolayısı ile damar neden şişer, varis neden oluşur konularının üzerinde durmak gerekiyor. Burada akımı engelleyen bir durumdan dolayı varis oluşuyor.” dedi.

Hasta kabızlığı önemser ama ıkınmayı çok önemsemez.


Hemoroid’di tetikleyen nedenlere değinen İlhami Beyaztaş şu bilgileri verdi. “Akım kabızlık sonucu o bölgedeki damarlara baskı yapması sonucu oluşur. Ikınma refleksi toplardamar basıncını arttırıyor. Bu yüzde hastaların aşırı ıkınmadan kaçınmaları gerekir. Hamilelik de hemoroidi tetikleyen nedenlerden biridir. O bölge kanserleri, karın bağırsak kanseri de hemoroidi tetikliyor olabilir. Dolayısı ile Hemoroid sadece tek başına bir hastalık değildir aynı zamanda bir belirtidir. Biz Hemoroid’e bakarak bu hastada kanser olmak ihtimali var mı buna da bakıyoruz, bu yüzden belli yaş gruplarında biz Hemoroid’de mutlaka kolonoskopi yapıyoruz. Hayatında hemoroid olmamış, ağrı çekmemiş, kanama olmamış bir insan 50 yaşından sonra ani gelişmiş bir Hemoroid’le ve kanama ile karşılaşırsa mutlaka kolonoskopiye gitmesi gerekiyor. Burada kalın bağırsak kanserinden şüphe etmek gerekiyor. Toplumda buna çok önem verilmez, hastayı bize getiren ana neden kanamadır. Hasta kandan korkar çünkü.”

Kulaktan dolma bilgilerle tedavi denemek zararlı olabilir.

Hemoroid’de kulaktan dolma bilgilere karşı dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. İlhami Beyaztaş,” Kulaktan dolma bilgilerin, deneme yanılma yolu ile elde edilen bilgilerin zararları bilinmediği için kontrolsüz olarak kullanılması sakıncalıdır. Belki anlık fayda sağlanabilir ama ileri dönemde nasıl bir reaksiyon yapacağı bilinmez. Bu yüzden kullanılmaları tavsiye edilmez. Mutlaka bilimsel süzgeçten geçmiş doktor tavsiyesi ile uygulanacak tedavilere yönelmek gerekir. Her hastalığı önce doktorun görmesi gerekir.” şeklinde konuştu.

Beslenme şekli çok önemli.

Hemoroid’de izlenecek beslenme şekline de değinen Beyaztaş,” Hemeroid’in sebepleri olan kabızlıkğı önlemek için günlük düzenli tuvalet alışkanlığı edinme, her gün düzenli tuvalete gitme sevdiğimiz şeyledir. Lifli gıdalar kabızlığı önleyen gıdalardır. Bunların tüketilmesini tavsiye ediyoruz.” dedi.

TÜKETSİNLER
-          Bol su
-          İncir
-          Çekirdekli siyah üzüm
-          Kabuklu elma
-          Meyveleri kabukları ile birlikte yeme
-          Kepekli ekmek ( yapabiliyorsa kendileri yapsınlar)
-          Sebze meyve ağırlıklı beslenmek
-          Balık
-          Sabahları aç karnına ballı şerbet tüketmek, 1 kaşık bal ve bir bardak su üzerine limon sıkılabilir ( her sabah aç karnına tüketildiğinde bağırsak hareketlerini arttırıyor, kabızlığın önüne geçiyor, karın ağrılarını azaltıyor.)
-          Ev yapımı yoğurt, kefir (sabah ve akşam mutlaka tüketilmeli)
TÜKETMESİNLER
-          Her gün kırmızı et tüketmesinler
-          Şeker, tuz az tüketilecek

Lazer tedavisi başarılı sonuçlar veriyor.



Hemoroid’de uygulanan tedavi yöntemlerine değinen Op. Dr. İlhami Beyaztaş,” Hemoroid tedavisinde öncelikle koruyucu tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bunlar doğru beslenme, kabız olmamaya dikkat etme, ıkınma hareketinden kaçınma gibi tedbirlerdir. Bunların yetersiz kaldığı durumlarda medikal tedavi önerilir. Yüzde 90 - 95 gibi oranlarda hastalar tıbbi tedavi ile düzelebiliyor. Sadece yüzde 5’inde cerrahi tedavi planlanıyor. Dışarı sarkmış, balonların inmediği, beslenmenin de etki etmediği hastalarda cerrahi uygulanır. Cerrahi yöntemi 3’üncü derece dediğimiz dışarı sarkmış Hemoroid’de kullanıyoruz. Bu aşamada oradaki mukoza artık damar özelliğini kaybetmiştir. İşin kötüsü pıhtılaşmaya sürekli açık bir damar vardır ve onun ortadan kaldırılması gerekir. Eğer o ortadan kaldırılmazsa en küçük bir kabızlık ve ıkınmada şişecek ve iltihaba dönüşecektir.
Cerrahide kullanılan değişik yöntemler var ancak son yıllarda uygun hastalarda lazerle yapılan tedaviler oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Ağrısız bir yöntem olan lazer tedavisi lokal veya spinal anestezi altında yapılabiliyor. 15 - 20 dakikalık bir istirahatin ardından kişi aynı gün sosyal yaşantısına dönebiliyor. Yüzde 80-85 gibi bir başarı oranına sahip tedavinin ardından hastanın nüksü engellemek için önleyici tedbirlere dikkat etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki hiçbir tedavide yüzde 100 sonuçtan bahsedemeyiz. Nüksler bazen hasta kaynaklı olabildiği gibi o bölgenin anatomik yapısına da bağlı olarak gelişebilir.” dedi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder