Kişiye özel immunoterapi kanser, vitiligo, iltihaplı
romatizmal hastalıklar gibi rahatsızlıklardan sonra sirozda da yüz güldürücü
sonuçlar veriyor.
Kişiye özel immunoterapi kanserden vitiligoya,
sedef hastalığından iltihaplı romatizmal hastalılara kadar pek çok
rahatsızlıkla mücadelede olumlu sonuçlar veriyor. Aynı yöntem kişiye özel
uygulanarak sirozda da başarılı sonuçlar verdi. Konu ile ilgili İç Hastalıkları
ve İmmunoterapi Uzmanı Dr. Ülkü Görmez önemli bilgiler verdi.
Hastalığı tetikleyen altta yatan
nedenin tespit edilmesinin ve buna göre kişiye özel bir tedavi programı
çıkarılmasının hastalığın seyrinde kilit noktayı oluşturduğuna vurgu yapan Dr.
Ülkü Görmez,” İmmunoeterapi tamamen kişiye özel olarak planlanıyor.
Kişiyi bizzat inceliyoruz. Altta yatan, otoimmüniteyi tetikleyen bağışıklıktaki
sorunları inceliyoruz. Daha sonrasında tanılar koyuyoruz. Bunlar kişiye özel
tanılar oluyor. Bundan sonra da onarma tedavisine geçiyoruz. Otoimmünite
bağışıklığın kendi kendine saldırısı ile oluşan bir hastalık. Yalnız çok
enteresan iki ucu var. Bağışıklıkta otoimmünite hastasının hem bağışıklığının
zayıf olduğu noktalar var hem saldırdığı noktalar var. Her iki tarafı da tamir
etmeniz gerekiyor. O yüzden de mutlaka doğru tanıların konulması çok önemli.
Doğru tanıları koyduktan sonra hasta da uyumluysa işimiz çok kolaylaşıyor. Bu hastaların bağışıklık
sisteminde özellikle; T lenfositlerde, akyuvarlarda ne gibi defektler ve
sorunlar var, özellikle bağırsak florasında ne gibi hastalıklar oluştuğunun
mutlaka ve mutlaka tespit edilmesi gerekiyor. Bu hastalarda meydana gelen
biyokimyasal değişiklikleri, endokrinolojik ve metabolik değişiklikleri,
vitamin eksikliklerini ortaya koymak gerekiyor. Buna göre de kişiye özel bir
beslenme ve ilaç programı oluşturması gerekiyor.” dedi.
İmmünoterapi vücudu eğiterek
kişiye hastalıkla savaşmayı öğretiyor.
İmmunoterapi’nin vücudu eğiten
bir tedavi şekli olduğuna değinen Görmez,”Kişiye özel immunoterapi ile
yaptığımız vücudu eğitmek, onarmak ve doğruyu göstermektir. Kişiye özel immunoterapi
ile kişinin bağışıklık sistemindeki sorunu ne? Bu net olarak ortaya konuluyor.
Buna göre de bağışıklık sistemi tekrar yapılandırılıyor. İsrail, Amerika ve
Dünyanın çeşitli merkezlerinde uygulanan aynı protokol uygulanıyor bizde de.
Tedavinin başarısında belli başlı kriterler çok önemli rol oynuyor. Özellikle
CEA (karsinoembriyonik antijen) düzeyinin yüksekliği hastanın sağ kalımını çok
etkiliyor. Hastanın tedaviye başlarken CEA düzeyi ne kadar düşükse sağ kalım ve
hastanın hastalıktan kurtulma şansı o kadar yüksektir. Tedavi süresi ise kişiye
göre değişkendir. 6 ay ile 3 yıl arasında bağışıklık sisteminin sorununa bağlı
olarak değişebiliyor.” şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder