11 Ocak 2019 Cuma

PROF. KALKO: “İNMEDEN KORUNMAK İÇİN ‘ŞAH DAMARI ULTRASONU’ HAYATİ ÖNEME SAHİP”…



Şah damarı kaynaklı inmeler günden güne artış gösterirken uzmanlar erken tanının hayati önemine vurgu yapıyor. Prof. Kalko şah damarı kaynaklı inmeyi önlemek için ‘Şah damarı ultrasonunun’ 50 yaşından sonra mutlaka checkup programlarına dahil edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.


Yaşlılık hastalığı olarak bildiğimiz inme günümüzde genç yaşlarda da görülmeye başladı. Genetik faktörler, yüksek tansiyon, diyabet, düzensiz beslenme, hareketsizlik, sigara gibi sorunlar ise inmeyi tetikliyor. Konu ile ilgili bilgi veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko,” İnmenin yaşlılık hastalığı olarak bilindiği genel kanı eskilerde kaldı maalesef. Günümüzde genç yaşlarda da inmeye rastlayabiliyoruz. Sağlık bakanlığının son verileri de tabloyu açık olarak önümüze seriyor. Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin çeşitli sebeplerle felç geçirdiğini gösteren verilen bunların yüzde 70’nin şah damarı kaynaklı inmelerden oluştuğunu bize söylüyor. Hal böyle olunca koruyucu hekimliğin önemi artıyor. Hem biz hekimler hem de hastalar ve yakınları inmeye karşı uyanık olmak zorundalar. Bu anlamda daha fazla bilinçlendirme ve farkındalık kampanyaları yapmak zorundayız.” dedi.

Bu hayati 5’li ezberletilmeli.
Risk altındaki kişilere inmenin belirtilerini ezberletmek gerektiğinin önemine değinen Kalko,” Ben bu belirtilere hayati 5’li diyorum. Halkın bunları ezbere bilmesi gerekir. Aynı kalp krizinin belirtilerini ezberletmeye çalıştığımız gibi inmenin de belirtilerini halka ezberletmemiz lazım. Nedir bu belirtiler? Baş dönmesi, geçici konuşma bozukluğu, geçici görme kaybı, kol ve bacakta güçsüzlük, geçici şuur kaybı. Hasta bunlardan herhangi birini ya da herhangi birkaçını yaşadığı anda aklına mutlaka şah damarı muayenesi gelmeli. Çünkü erken tanı ile bu hastalığın önüne geçilebilir. Gerek medikal tedavi gerek hastanın durumuna göre stent ya da açık cerrahi ile şah damarının tamamen tıkanması ve felç gelişmesi önlenebilir.” şeklinde konuştu.

Checkup’lara şah damarı ultrasonu mutlaka dahil edilmeli.
Checkup programlarında şah damarı ultrasonun dahil edilmediğini ve bu yüzden şah damarı darlığı vakalarını atlanabildiğini ifade eden Prof. Kalko,” 50 yaşından sonra eğer bir kişinin ailesinde; anne, baba, dayı, amca, teyze gibi yakınlarında inme hikayesi varsa kişinin şikayeti olsun ya da olmasın her sene mutlaka şah damarı ultrasonu yaptırmasında fayda var. Öte yandan yüksek tansiyon hastaları, şeker hastaları, kalp hasları, düzensiz beslenenler, sigara içenler, hareketsiz yaşayanlar, aşırı strese maruz kalanlar da mutlaka şah damarı ultrasonu yaptırmaları gerekir.” şeklinde bilgi verdi.

Bu hastalar düzenli yaşamak zorundalar.
Hastalıklardan korunmak için en önemli faktörlerden birinin de düzenli yaşam olduğuna dikkat çeken başarılı cerrah,” Bu hastalar hayatlarında bir düzen oturtmak zorundalar. Düzenli doktor kontrolü onlar için çok önemli. Tedavilerini aksatmadan almaları gerekir. Beslenmelerini mutlaka buna göre düzenlemeleri gerekir. Ağır, yağlı, unlu, şekerli, aşırı tuzlu yiyeceklerden kaçınmaları gerekir. Akdeniz usulü beslenmeyi alışkanlık haline getirmeleri gerekir. Hareketsizlik damarların en büyük düşmanı. Bu yüzden her gün düzenli yürüyüş ya da egzersizi yaşam biçimi haline getirecekler. Sigarayı mutlaka bırakacaklar. Stres kontrolünü sağlamayı öğrenmeleri gerekir. Bunun için hobi geliştirin. Kitap okuyun, resim yapın, müzik dinleyin, dans edin, sosyal sorumluluk projelerine katılın, hayvan besleyin, çocuklarla daha fazla vakit geçirin. Bunlar sizi hayata karşı daha pozitif yapacaktır.” ifadelerini kullandı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder