Şah damarı kaynaklı inmeler günden
güne artış gösterirken uzmanlar erken tanının hayati önemine vurgu yapıyor.
Prof. Kalko şah damarı kaynaklı inmeyi önlemek için ‘Şah damarı ultrasonunun’
50 yaşından sonra mutlaka checkup programlarına dahil edilmesi gerektiğinin
altını çiziyor.
Yaşlılık hastalığı
olarak bildiğimiz inme günümüzde genç yaşlarda da görülmeye başladı. Genetik faktörler,
yüksek tansiyon, diyabet, düzensiz beslenme, hareketsizlik, sigara gibi
sorunlar ise inmeyi tetikliyor. Konu ile ilgili bilgi veren Kalp ve Damar
Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko,” İnmenin yaşlılık hastalığı olarak
bilindiği genel kanı eskilerde kaldı maalesef. Günümüzde genç yaşlarda da inmeye
rastlayabiliyoruz. Sağlık bakanlığının son verileri de tabloyu açık olarak
önümüze seriyor. Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin çeşitli sebeplerle felç
geçirdiğini gösteren verilen bunların yüzde 70’nin şah damarı kaynaklı inmelerden
oluştuğunu bize söylüyor. Hal böyle olunca koruyucu hekimliğin önemi artıyor. Hem
biz hekimler hem de hastalar ve yakınları inmeye karşı uyanık olmak zorundalar.
Bu anlamda daha fazla bilinçlendirme ve farkındalık kampanyaları yapmak
zorundayız.” dedi.
Bu hayati 5’li ezberletilmeli.
Risk altındaki
kişilere inmenin belirtilerini ezberletmek gerektiğinin önemine değinen Kalko,”
Ben bu belirtilere hayati 5’li diyorum. Halkın bunları ezbere bilmesi gerekir. Aynı
kalp krizinin belirtilerini ezberletmeye çalıştığımız gibi inmenin de
belirtilerini halka ezberletmemiz lazım. Nedir bu belirtiler? Baş dönmesi,
geçici konuşma bozukluğu, geçici görme kaybı, kol ve bacakta güçsüzlük, geçici
şuur kaybı. Hasta bunlardan herhangi birini ya da herhangi birkaçını yaşadığı
anda aklına mutlaka şah damarı muayenesi gelmeli. Çünkü erken tanı ile bu
hastalığın önüne geçilebilir. Gerek medikal tedavi gerek hastanın durumuna göre
stent ya da açık cerrahi ile şah damarının tamamen tıkanması ve felç gelişmesi
önlenebilir.” şeklinde konuştu.
Checkup’lara şah damarı ultrasonu mutlaka
dahil edilmeli.
Checkup
programlarında şah damarı ultrasonun dahil edilmediğini ve bu yüzden şah damarı
darlığı vakalarını atlanabildiğini ifade eden Prof. Kalko,” 50 yaşından sonra
eğer bir kişinin ailesinde; anne, baba, dayı, amca, teyze gibi yakınlarında
inme hikayesi varsa kişinin şikayeti olsun ya da olmasın her sene mutlaka şah
damarı ultrasonu yaptırmasında fayda var. Öte yandan yüksek tansiyon hastaları,
şeker hastaları, kalp hasları, düzensiz beslenenler, sigara içenler, hareketsiz
yaşayanlar, aşırı strese maruz kalanlar da mutlaka şah damarı ultrasonu
yaptırmaları gerekir.” şeklinde bilgi verdi.
Bu hastalar düzenli yaşamak zorundalar.
Hastalıklardan
korunmak için en önemli faktörlerden birinin de düzenli yaşam olduğuna dikkat
çeken başarılı cerrah,” Bu hastalar hayatlarında bir düzen oturtmak zorundalar.
Düzenli doktor kontrolü onlar için çok önemli. Tedavilerini aksatmadan almaları
gerekir. Beslenmelerini mutlaka buna göre düzenlemeleri gerekir. Ağır, yağlı,
unlu, şekerli, aşırı tuzlu yiyeceklerden kaçınmaları gerekir. Akdeniz usulü
beslenmeyi alışkanlık haline getirmeleri gerekir. Hareketsizlik damarların en
büyük düşmanı. Bu yüzden her gün düzenli yürüyüş ya da egzersizi yaşam biçimi
haline getirecekler. Sigarayı mutlaka bırakacaklar. Stres kontrolünü sağlamayı
öğrenmeleri gerekir. Bunun için hobi geliştirin. Kitap okuyun, resim yapın,
müzik dinleyin, dans edin, sosyal sorumluluk projelerine katılın, hayvan besleyin,
çocuklarla daha fazla vakit geçirin. Bunlar sizi hayata karşı daha pozitif
yapacaktır.” ifadelerini kullandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder